Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), 2024 Yılı Verilerini Değerlendirdi
TÜRKBESD, beyaz eşya sektörünün 2024 yılına ait iç satış ve ihracat verilerini paylaştı. İç satışlar %7 artarak 10 milyon adede ulaşırken, ihracatta süregelen azalış trendi devam etti ve 2024 yılında bir önceki yıla göre %3 oranında bir düşüş gerçekleşti. TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, üretimde yaşanan daralmanın kalıcı hale gelmesinden endişe ettiklerini belirterek, sektörün rekabet gücünü zorlayan girdi maliyetlerinin kontrol altına alınması ve enerji verimli ürünlere yönelik teşviklerin hayati önem taşıdığını vurguladı.
TÜRKBESD’in bünyesinde yer alan firmalar arasında Arçelik, BSH, Dyson, Electrolux, Haier Europe, LG, Miele, Samsung, Versuni (Philips) ve Vestel gibi yerli ve uluslararası markalar bulunmaktadır. TÜRKBESD’in verilerine göre, 2024 yılında 6 ana ürün grubunda iç satışlarda %7’lik bir artış kaydedildi ve toplam iç piyasa satışları 10.175.519 adet olarak gerçekleşti. Ancak ihracatta devam eden azalma, üretim adetlerine de yansıdı ve 2024 yılında üretim miktarında bir önceki yıla göre %2’lik bir düşüş gözlemlendi.
Yılın son ay verilerine bakıldığında, tüm değerlerde negatif sonuçların ortaya çıktığı görüldü. Aralık ayında iç satışlarda %1 oranında bir düşüş yaşanırken, ihracatta ise yıllık %11 oranında bir gerileme kaydedildi. Türkiye beyaz eşya sanayisi, %7’lik üretim hacmi ile Avrupa’da birinci, dünyada ise en büyük ikinci üretim merkezi konumundadır. Sektörün toplam üretim kapasitesi 32 milyon adet, ihracat kapasitesi ise 22,5 milyon adettir.
TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, sektörün yaklaşık 60 bin doğrudan ve 600 bin dolaylı istihdam alanı sağladığını belirterek, Ar-Ge, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımlarıyla dünya genelinde rekabetçi bir konumda olunduğunu ifade etti. “İhracatı teşvik edici politikalara daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz,” diyen Sığın, ihracatta son iki yıldır devam eden düşüşe dikkat çekti. “Geldiğimiz noktada ihracat hacmimiz pandemi öncesi döneme yaklaşmış durumda. Can damarı ihracat olan sektörümüzde bu küçülme kritik bir eşiğe ulaştı,” dedi.
Sığın, iç piyasada kaydedilen büyümeye rağmen 2024 yılında toplam pazar büyüklüğünün hafif bir düşüşle neredeyse aynı kaldığına dikkat çekti. Sektörü dış pazarlardaki dalgalanmalardan koruyan en önemli etmenin iç pazarın canlılığı olduğunu vurgulayan Sığın, “Sektörümüz şu ana kadar kapasite kullanımı ve istihdamda daralma göstermedi. Ancak, son 2 yıldır ihracatta önemli kayıplar yaşıyoruz. Küresel piyasalarda önemli bir iyileşmenin beklenmediği düşünüldüğünde, ülkemizde ihracatı teşvik edici politikalara daha fazla ihtiyaç var,” dedi.
Sığın, sözlerine şöyle devam etti: “Uzun yıllar içinde elde ettiğimiz kazanımları korumak en büyük önceliğimiz olmalı. İhracat pazarlarında elde ettiğimiz başarı, bizi dünyanın en büyük 2. üreticisi haline getirdi. Ülkemizin ihracatını destekleyen politikalardan geri adım atılmaması büyük önem taşıyor.”
“Enerji Verimli Ürünler, Sürdürülebilirliğin Anahtarı”
Sığın, yıl sonu verileri ışığında sektörün üretim yapısının korunmasına yönelik endişelerinin sürdüğünü belirtti ve “Üretimdeki düşüşü tersine çevirmek, enerji verimli ürünlere yönelik bir hareket planı ile mümkün olacaktır. Bu yaklaşım, çevresel, ekonomik ve sektörel sürdürülebilirliğin anahtarıdır,” dedi. Sığın, enerji verimli ürünlerin kullanımıyla ilgili yakın zamanda yapılan bir çalışmanın sonuçlarını da paylaştı: “2014 yılına kıyasla buzdolabı ürünlerinde %16 enerji tasarrufu sağlandığı görülüyor. Bu 10 yıllık süreçte buzdolaplarının hacminin %18 arttığını düşündüğümüzde, sadece bir üründen elde edilen tasarruf büyük bir kazanımı işaret ediyor.”
Sığın, enerji verimli ürünlerin piyasada yaygınlaşmasının doğal kaynakların korunmasına ve üretim ile ihracata destek olacağına dikkat çekerek, “Bu bağlamda, tüketicilerin enerji verimli ürünlere ulaşmasını kolaylaştıracak her türlü teşvikin milli servete katkı sağlayacağına inanıyoruz,” dedi. Sığın, sözlerini şöyle sonlandırdı: “2024 yılını ihracatımızdaki düşüş ve iç pazar canlılığı açısından kırılgan bir dengede kapattık. İç pazar dinamizmi en büyük güç kaynağımız olmaya devam ediyor. Önümüzdeki yıl sanayimizin ihracat pazarlarında elde ettiği konumu korumayı, hatta ileri taşımayı arzu ediyoruz.”
“Sanayiciler İçin Maliyet Yönetimi Kritik Hale Geldi”
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı, küresel ekonomik zorluklar, enflasyon ve artan hammadde maliyetlerinin sanayiciler üzerindeki baskısını vurgulayarak, “Küresel ekonomide devam eden zorluklar, enflasyon baskıları ve hammadde fiyatlarındaki artışlar, sanayiciler için maliyet yönetimini kritik hale getirmiştir,” dedi. Özkadı, “Kritik girdilerimizde süregelen ticaret politikaları soruşturmaları ile artan maliyetler, sektörün rekabet gücünü zorlamaktadır,” şeklinde ekledi.
Özkadı, ayrıca, “Küresel pazarda rekabet eden ihracatçı sektörler için yürürlükteki GEKAP, sanayiciler üzerinde ciddi maliyet baskısı yaratmakta ve enflasyonist etki doğurmaktadır. 2020’den bu yana GEKAP’ta %900’e varan artış yaşanırken, aynı dönemde ÜFE ve TÜFE’de artış %495, işçilik maliyetlerinde %790, doğal gazda %650, elektrikte ise %550 seviyesinde gerçekleşmiştir,” diye belirtti. Rekabetçiliğin sürdürülebilmesi için girdi maliyetlerinin kontrol altına alınması ve sanayicileri destekleyecek düzenlemelerin hayata geçirilmesinin önem taşıdığını vurguladı.
“Girdi Maliyetlerinin Makul Seviyelerde Tutulması Hayati Önem Taşıyor”
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz, beyaz eşya ve otomotiv gibi kritik imalat sanayi sektörlerinin, çeşitli çelik ürünlerini temel girdi olarak kullandığını belirtti. “Özellikle farklı türevlerdeki yassı çelik ürünler, sektörlerimiz için stratejik bir öneme sahip olup, toplam maliyetlerimizin yaklaşık %17’sini oluşturmaktadır. Yassı çelik fiyatlarındaki artış, maliyetlerimizi doğrudan etkilemekte ve bu artışın enflasyonist bir baskı yaratması kaçınılmaz görünmektedir,” dedi.
Yavuz, “Sıcak haddelenmiş yassı çelik ürünlerine yönelik anti damping soruşturması ile başlayan paslanmaz çelik ve son olarak galvanizli ve boyalı saca sirayet eden soruşturmalar, bu ürünlerin piyasa fiyatlarını daha da artırarak sektörel maliyetler üzerine ciddi bir yük oluşturmuştur. Soruşturma konusu ürünlerin bazılarının yerli üretim tarafından ikame edilemeyeceğini de belirtmek isteriz,” dedi. Yavuz, aksi takdirde hem iç pazarda hem de ihracat pazarlarında rekabet gücünün zayıflayacağını, üretim kapasitesinin daralacağını ve istihdamın risk altına gireceğini vurguladı.
“Yetkili Servisler İçin Doğru Kaynaklar”
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Semir Kuseyri, beyaz eşya sektörünün üretim, satış ve satış sonrası hizmetlerle dev bir ekosistemi ifade ettiğini belirterek, Türkiye genelinde 3500’den fazla yetkili servisin faaliyet gösterdiğini söyledi. Tüketicilerin satın alım sonrasındaki tüm ihtiyaçlarına cevap veren servislerin her gün binlerce eve ulaştığını belirten Kuseyri, “Ancak ne yazık ki bazı kötü niyetli kişilerin yetkili servis olmadığı halde bu sıfatı kullanarak tüketicileri mağdur ettiklerine şahit oluyoruz,” dedi. Tüketicilere, servis hizmetlerine erişimde, teknik destek ve/veya onarım ihtiyacı duyduklarında arama motorları yerine markaların resmi web sitelerini veya Ticaret Bakanlığı’nın servis.gov.tr adresini kullanmalarını önerdi. “Bu yöntem, tüketicilerin güvenli ve doğru hizmet alabilmeleri açısından kritik önem taşımaktadır,” diye ekledi.