ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile gerçekleştirdiği basın toplantısında tarihin en dikkat çekici sömürge planlarından birini duyurdu. Trump, Gazze’nin ABD mülkiyetine geçmesini savunarak, 2 milyon Filistinlinin savaşın yıkıma uğrattığı Gazze’den başka ülkelere göç etmesi gerektiğini ileri sürdü. Bir Amerikan başkanının, uzun yıllardır süregelen ABD politikasının, uluslararası hukukun ve temel insani değerlerin tamamen hiçe sayıldığı bir açıklama yaparak Filistin topraklarını hedef alması, tarihte bir ilki temsil ediyor.
ABD Tarihinde Dönüm Noktası
Trump’ın Netanyahu ile birlikte yaptığı bu açıklamalar, ABD’nin Ortadoğu’da barışı sağlama çabaları açısından önemli bir dönüm noktası haline geldi. İlk kez bir Amerikan başkanının, Filistinlilerin evlerinden zorla sürülmesini ve bunun sonucunda oluşacak büyük bir göçü savunması, uluslararası kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdı. Bu durum, hem ABD’nin hem de uluslararası toplumun uzun yıllardır sürdürdüğü politikaların sorgulanmasına yol açtı.
Trump’ın Emperyalist Hedefleri
Trump, Panama Kanalı, Grönland ve Kanada’yı ilhak etme tehdidinde bulunduğu ikinci döneminin en emperyalist refleksini sergileyerek, Gazze’nin sorumluluğunu üstlenme ve orada bir kentsel yenileme projesinin fikir babası olma niyetini açıkladı. Bu önerisine “Amerikan sahiplik pozisyonu” adını vermesine rağmen, birçok uzman için bu durum 21. yüzyılda “sömürgecilik” olarak tanımlanabilir.
“Orası Filistinlilerin Evi”
Trump’ın önerisi, yatırımcı damadı Jared Kushner’in geçen yıl Filistinlileri Gazze’den çıkararak bölgenin “çok değerli” Akdeniz kıyı şeridini geliştirmeyi amaçlayan planına benzetildi. CNN International’a göre, Trump’ın Filistinlilerin isteklerine duyarsız kalması ve onların başka bir yerde modern konut tercih edeceği varsayımı, savaşın nedenleri konusunda şaşırtıcı bir saflık sergiliyor. Basın toplantısı sırasında “Neden geri dönmek istesinler ki? Orası cehennem gibiydi.” dediğinde, bir muhabir “Ama orası onların evi, efendim. Neden gitsinler ki?” yanıtını verdi, bu diyalog durumu daha da çarpıcı hale getirdi.
Gazze Planı Gerçekleşebilir Mi?
Trump’ın bu skandal planı hakkında ciddi olup olmadığı veya bunu daha kötü niyetli bir plandan dikkatleri uzaklaştırmak için kullanıp kullanmadığı konusundaki spekülasyonlar artmaya başladı. Cumhuriyetçi senatörler de Trump’ın planını büyük bir şüpheyle değerlendirdi. Gazze’yi parıldayan bir “Ortadoğu Rivierası”na dönüştürme hayali, savaş sonrası travma geçiren 2 milyon Filistinlinin akıbeti gibi birçok soruyu gündeme getiriyor. Analistler, Gazze’nin yeniden inşasının on yıllar alacağını ve milyarlarca dolara mal olacağını tahmin ediyor. İsrail, Filistin topraklarını yerle bir etmiş ve sivil altyapının neredeyse tamamını yok etmiştir.
Bölgesel Destek Olmadan İmkansız
Trump, Gazze’yi bir “yıkım alanı” olarak tanımlayarak, çoğu Gazzelinin başka bir yerde olmayı tercih edeceğini iddia etti. Ancak savaş analistlerine göre, Trump’ın Gazze ile ilgili önerileri geniş yankı uyandırsa da, bölgesel destek olmadan bu planın hayata geçmesi oldukça zor görünüyor. Gazze’deki karmaşık durum, sadece bir siyasi planla çözülebilecek kadar basit değildir.