Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    TBMM Çocuklara Karşı Şiddet ve İstismar Komisyonu Sunumu

    TBMM Çocuklara Karşı Şiddet ve İstismar Komisyonu Sunumu, çocukların korunması ve haklarının savunulması için oluşturulan stratejileri ele alıyor. Bu önemli konuyu detaylarıyla keşfedin ve çocuklara yönelik şiddeti önleme yollarını öğrenin.

    TBMM Çocuklara Karşı Şiddet ve İstismar Komisyonu Sunumu, çocukların korunması

    TBMM Çocuklara Karşı Şiddet ve İstismarı Araştırma Komisyonu Sunumu

    TBMM Çocuklara Karşı Şiddet ve İstismarı Araştırma Komisyonu’nda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü Özge Aydiş Toy, önemli bir sunum gerçekleştirerek, Narin Güran davası ile ilgili detayları paylaştı. Toy, bu dava kapsamında ilk andan itibaren Tavşantepe köyünde kapsamlı bir çalışma yürüttüklerini belirtti. “Bu köyde 158 çocuk tespit ettik, Güran ailesinden 50’den fazla çocuk belirledik. Bu çocuklardan bazıları için mahkemeden tedbir kararları aldık. Ancak, bir süre sonra aile, personelimizi köye almamaya başladı. İkinci duruşmadan sonra ise arkadaşlarımız köye gidebilmeye başladılar. Şu anda çocuklara yönelik tedbirleri uygulamaya koyabiliyoruz,” dedi.

    Komisyon toplantısında, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın önemli isimlerinden biri olan Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Ayşegül Yıldırım Kara da yer aldı. Özge Aydiş Toy, 6284 sayılı kanun çerçevesinde kadın ve çocuklara yönelik birçok suça ilişkin davalarda bakanlık olarak hızlıca müdahillik süreçlerine başladıklarını ifade etti. “Müdahil olduğumuz dava sayısı, 6284’ün yürürlüğe girdiği tarihten bu yana, vaka sayısına bağlı olmaksızın, kurumsal kapasitemizin artışına paralel olarak her yıl hızla artıyor. 81 ilde 418 kişilik uzman hukukçu kadromuzla hizmet veriyoruz. Bugün itibarıyla müdahil olduğumuz ceza davası sayımız 60,645. Sadece 2024 yılında 20,283 davaya müdahil olduk; bu, devam eden davalar,” diye ekledi.

    Narin Güran Davası ve Mesleki Deneyimler

    Özge Aydiş Toy, Narin Güran davasının kendisi için meslek hayatının en önemli dönüm noktalarından biri olduğunu vurguladı. “19 yıldır avukatlık yapıyorum ve Narin Güran dosyası, tanık olduğum en ilginç duruşmalardan biriydi. Orada ciddi bir seyirci kitlesi vardı ve sanıkların samimi bir şekilde ifade vermelerini beklemediğim bir ortam oluşmuştu. Yüzlerce insan ayakta, çay içerek sanıkları dinliyordu. Bu durum beni oldukça şaşırttı. Duruşma, meslek hayatımda önemli bir yere sahip oldu,” şeklinde konuştu.

    Toy, olayda Güran ailesi ile ilgili ciddi bir olumsuz etiketleme yapıldığını vurguladı. “Bu köyde 158 çocuk tespit ettik ve Güran ailesinden 50’den fazla çocuk belirledik. Bir kısmı için mahkemeden tedbir kararları aldık; ancak aile, bizim personelimizi köye almamaya başladı. Kamuoyu desteği ile kamuoyu baskısının dengesi çok kritik bir durumdu. Duruşma sırasında dışarıdaki insanlara ve habercilere bir sağduyu çağrısında bulundum: ‘Lütfen, bu ailede başka çocuklar var ve aile bizi diğer çocuklarla görüştürmüyor,’ dedim. Duruşma sırasında aileden ve sanıkların avukatlarından rica ettim; ‘İzin verin, bu çocuklarla görüşelim; çünkü onların da toparlanmaya ihtiyacı var.’ Bu dosyada tek mağdur bir yerden sonra Narin olmamaya başladı. İkinci duruşmadan sonra artık arkadaşlarımız köye gidip çocuklara yönelik tedbirleri uygulayabiliyorlar; danışmanlık gibi hizmetler sunuluyor.” diye belirtti.

    Çocuk Nüfusunun Geleceği

    Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Ayşegül Yıldırım Kara, 2023 yılı sonunda Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamlarına göre, ülke nüfusunun yaklaşık 85 milyon olduğunu ve bunun 22 milyon 206 bin 34’ünün çocuklardan oluştuğunu açıkladı. Kara, “Çocukların toplam nüfus içindeki oranı da yüzde 26’ya denk geliyor. 1935 ve 2080 yıllarını kapsayan 150 yıllık nüfus projeksiyonlarına baktığımızda ise çocuk nüfusunda 25 puanlık bir azalma olacağı öngörülüyor. 1970’lerde ülkemizde çocuk nüfusunun genel nüfusa oranı yüzde 48’lerdeyken, bugün bu rakam yüzde 26’ya düşmüş durumda. 2080 yılında ise her 5 kişiden sadece 1’inin 18 yaş altı, yani çocuk olacağı öngörülüyor. Dolayısıyla geleceğimizi emanet edebileceğimiz sağlıklı bir nüfus yapısından ve yenilenme imkanından mahrum kalacağımız bir süreçle karşı karşıyayız,” dedi.