Rekabet Gücünde İnovasyon ve Dijital Dönüşümün Önemi
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emin Köksal, rekabet gücünün inovasyon ve dijital dönüşümdeki belirleyici rolüne dikkat çekerek, bu sürecin en büyük engelinin “tekelleşme” olduğunu vurguladı. AA muhabirine yaptığı açıklamalarda, son 25 yıldır teknoloji ve dijitalleşmenin küresel ekonomileri benzeri görülmemiş bir dönüşüme zorladığını, rekabet gücünün de bu süreçte giderek daha fazla önem kazandığını belirtti.
Köksal, dijitalleşme öncesinde ekonomileri yönlendiren şirketlerin petrol şirketleri olduğunu; ancak bu şirketlerin yerini artık teknoloji devlerinin aldığını ifade etti. Bu dönüşümle birlikte ortaya çıkan bazı ciddi zorluklara dikkat çekti. Bu zorlukların başında “tekelleşme” geldiğini vurgulayan Köksal, dijital platformların popülaritesinin artmasıyla birlikte güçlenen “ağ etkisinin”, bu platformları kontrol eden şirketlere piyasada daha baskın hale gelme avantajı sağladığını ve rekabeti zayıflattığını belirtti.
Köksal, “Bir platform ne kadar çok kullanıcıya sahipse, o kadar değerli hale geliyor. Örneğin, WhatsApp’ı düşünün. Neden bu uygulamayı kullanıyorsunuz? Çünkü herkesin kullandığını biliyorsunuz. Yeni bir mesajlaşma uygulaması çıksa, ne kadar iyi olursa olsun, insanları oraya çekmek oldukça zor.” dedi.
Dijital Dönüşümün Getirdiği Zorluklar
Dijital dönüşümle birlikte ortaya çıkan bir diğer zorluğun “veri avantajı” olduğunu aktaran Köksal, dijital platformların topladıkları devasa verileri analiz ederek hizmetlerini sürekli olarak iyileştirdiklerini kaydetti. Büyük verileri elinde bulunduran şirketlerin aynı zamanda “ölçek ekonomisi” avantajıyla rekabeti ciddi şekilde kısıtladığını belirten Köksal, “Bu platformları kurmak için başlangıç maliyetleri çok yüksek ama sonrasında her yeni kullanıcının maliyeti neredeyse sıfır. Bu da büyük oyuncuların inanılmaz bir maliyet avantajına sahip olması demek.” şeklinde konuştu.
Dijital Platformların Rekabete Etkisi
Büyük teknoloji şirketlerinin dijital ekosistemde belirleyici bir konuma geldiğini ifade eden Köksal, “Google ve Meta, dijital dünyanın altyapısını kontrol eden şirketler haline gelirken, rekabeti kısıtlayan uygulamalarıyla endişe yaratıyor. Örneğin, Google’ın arama sonuçlarında kendi hizmetlerini üst sıralara yerleştirmesi veya Apple’ın App Store’da bazı uygulamalara kısıtlama getirmesi rekabeti olumsuz etkiliyor.” değerlendirmesini yaptı.
Köksal, bu şirketlerin “katil devralmalar” (killer acquisitions) stratejileriyle, kendilerine potansiyel rakip olabilecek küçük şirketleri daha büyümeden satın aldığını belirtti. “Facebook’un Instagram’ı satın alması bunun en iyi örneği. Ancak çoğu zaman satın alma sonrası hizmetlerin sonlandırıldığını görüyoruz.” dedi.
Yetersiz Rekabet Yasaları
Tekelleşmenin önüne geçerek rekabeti kolaylaştıran yasaların, dijital sektörün hızlı gelişen dinamik yapısına ayak uydurmakta zorlandığını belirten Köksal, “Yapay zeka alanındaki baş döndürücü gelişmeler bunun en güncel örneği. Her gün yeni bir teknolojik atılım, yeni bir iş modeli veya yeni bir dijital platform ortaya çıkıyor. Bu dinamik yapı içinde geleneksel rekabet hukuku araçlarının yetersiz kaldığını görüyoruz.” dedi. Mevcut sistemde, rekabete aykırı bir davranış tespit edildiğinde soruşturma açıldığını ve bu sürecin ortalama 1,5 yıl sürdüğünü ifade etti. “Dijital pazarların hızlı değişen doğası düşünüldüğünde, bu süre zarfında pazarda geri döndürülemez hasarlar oluşabiliyor.” diye ekledi.
Türkiye’nin Girişimci Ekosistemi
Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecinde önemli fırsatlar barındırdığını aktaran Köksal, son yıllarda dijital ekonomi alanında kaydedilen önemli adımlara dikkat çekti. Özellikle e-ticaret, fintech ve oyun sektörlerinde başarılı girişimlerin ortaya çıktığını söyledi. “E-ticaret hacmimiz son yıllarda inanılmaz bir hızla büyüyor. Özellikle COVID-19 salgını döneminde müthiş bir sıçrama yaşandı. Kimi yerli girişimlerimiz global pazarlara açıldı. En büyük avantajlarımızdan biri, genç ve teknoloji meraklısı bir nüfusa sahip olmamız. Bu, büyük bir potansiyel yaratıyor.” dedi.
Köksal, Türkiye’de sürdürülebilir büyüme için sağlıklı bir rekabet ortamına ihtiyaç olduğunu belirterek, şunları ifade etti: “Düzenleyici çerçeve halen yetersiz. Şu anda 6563 sayılı Elektronik Ticaret Kanunu ve 4054 sayılı Rekabet Kanunu yürürlükte ancak bu yasalar, dijital çağın yeni zorluklarına yanıt vermekte zorlanıyor. Dijital altyapı yatırımları konusunda daha fazla çaba gerekiyor. Özellikle fiber internet altyapısının yaygınlaştırılması kritik önem taşıyor. Ayrıca 5G gibi yeni nesil teknolojilere geçiş süreci hızlandırılmalı. Bir diğer önemli konu ise nitelikli insan kaynağı eksikliği. Türkiye’de yazılım ve bilişim alanında ciddi bir uzman açığı var ve bu açık giderek büyüyor.”
Yeni Düzenlemelerin Önemi
Köksal, Türkiye’de dijital rekabeti artırmaya yönelik düzenlemeler kapsamında Rekabet Kurumu’nun hazırladığı yeni kanun taslağına da değinerek, “Taslağın en önemli unsurlarından biri, ‘önemli pazar gücüne sahip’ platformlara yönelik ek yükümlülükler getirmesidir. Tüm platformları aynı kurallara tabi tutmak yerine, piyasada belirleyici güce sahip olanlardan daha fazla şeffaflık ve sorumluluk bekleniyor.” ifadelerini kullandı.
Veri paylaşımı konusundaki düzenlemelerin kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Köksal, “Bu düzenlemelerle büyük platformların, topladıkları verileri belirli koşullar altında diğer oyuncularla paylaşmak zorunda kalacağını düşünüyorum. Bu, özellikle yeni girişimler için büyük bir fırsat yaratabilir.” dedi. Ayrıca büyük platformların kendi ürün ve hizmetlerini kayırmalarına karşı daha sıkı düzenlemeler getirileceğini belirtti. “Rekabetin korunması, özellikle KOBİ’ler için kritik bir mesele. Bu düzenlemelerin olumlu etkilerini e-ticaret ve arama motoru hizmetlerinde görmeye başlayacağız.” şeklinde konuştu.
Köksal, yeni düzenlemeyle kullanıcıların kendi verilerinin nasıl kullanıldığı konusunda daha fazla söz sahibi olacağını, “Kullanıcılar, platformlar arası geçiş yapabilecek ve daha şeffaf bir hizmet alabilecekler. Düşünün, bir e-ticaret platformunda yıllarca alışveriş yaptınız ve zengin bir alışveriş geçmişiniz oluştu. Yeni düzenlemeyle bu veriyi başka bir platforma taşıyabileceksiniz.” ifadelerini kullandı.
Köksal, şu anda büyük platformların yarattığı rekabet baskısı altında ayakta kalmaya çalışan pek çok yerli girişim olduğunu, yeni düzenlemeyle daha adil bir rekabet ortamında yerli girişimler için önemli fırsatların ortaya çıkacağını vurguladı. Düzenlemelerin uygulanması ve denetlenmesinin kritik öneme sahip olduğuna işaret eden Köksal, “En iyi tasarlanmış düzenleme bile etkili bir şekilde uygulanmazsa istenen sonuçları vermez. Ayrıca, regülasyonlar bir yandan rekabeti korurken diğer yandan inovasyonu engellememelidir.” şeklinde sözlerini tamamladı.