Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Özdağ: Cumhuriyet tarihimizin en büyük tehdidi, en vahim durumu ile karşı karşıyayız

    Özdağ, açıklamasında Türkiye'nin tehlikede olduğunu belirterek, Cumhuriyet tarihinin en büyük tehdidi,

    Özdağ, açıklamasında Türkiye'nin tehlikede olduğunu belirterek, Cumhuriyet tarihinin en büyük tehdidi, en vahim durumu ile karşı karşıya olunduğunu söyledi.

    "Hepiniz hatırlayacaksınız, 28 Mayıs 2023’te MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 'Önümüzdeki günlerde çok şey değişecektir. Öyle gözüküyor. İnşallah Türkiye değişmez' demişti." sözlerini dile getiren Özdağ, bugün yaşanılanları Bahçeli'nin haber verdiğini aktararak, şunları kaydetti:

    "Değişimin Türkiye’ye vereceği zararlar konusundaki endişelerini de inşallah Türkiye değişmez şeklinde ifade etmişti. Türkiye’yi milli, üniter, laik devletten çok etnisiteli, adem-i merkeziyetçi bir modele sürükleyen, Türkiye’yi değiştiren, tehlikeye atan sürecin sözcülüğünü ve öncülüğünü Devlet Bahçeli yapmaktadır.

    Türkiye tehlikededir. Çünkü Cumhur ittifakı ile DEM’in kurduğu koalisyon Türkiye’yi Atatürk modelinden Erdoğan-Bahçeli- Öcalan modeline sürüklemek istemektedir. Erdoğan-Bahçeli- Öcalan modeli milli, üniter, laik devlet modelinin sonu ola caktır. Atatürk modelinin nihai olarak tasfiye edilmesi için yeni bir anayasanın gerektiğinden bahsedilmektedir. TSK’nın vesayetinde anayasa diye şikayette bulunanların şimdi ‘kurucu önder’ diye niteledikleri Öcalan’ın vesayetinde bir anayasadan rahatsız olmadıklarını görmek çok üzücüdür.

    Öte yandan açlıkla boğuşan Türk halkının ne Edirne’de ne Hakkari’de gündeminde yeni anayasa yoktur. Vatandaş sabah buzdolabında anayasa değil peynir, zeytin, tereyağı görmek istemektedir.

    Erdoğan-Bahçeli-Öcalan modeli etnik ve mezhepsel kimliklerin siyasallaşmasını öngörmektedir. Bahçeli bunu Cumhurbaşkanının iki yardımcısından birisinin alevi diğerinin Kürt olması teklifi ile gündeme taşımıştır. Bahçeli’nin önerdiği model halen Lübnan ve Irak’ta yaşanan siyasal sistemin etnisite ve mezhepler esasında şekillendirilmesi önerisidir. Lübnan modelinin temelinde ABD Büyükelçisinin Türkiye’ye öner diği Osmanlı millet sistemi vardır. ABD Büyükelçisi birkaç gün önce İsrail’de bir açıklama yaptı ve İsrail’in çevresinde güçlü milli devletler istemediğini açıkladı. Bu çok doğru bir tespittir.

    İsrail, 1984’den buyana çevresindeki Irak ve Suriye başta olmak üzere milli-üniter devletleri parçalamaya dayalı bir güvenlik stratejisini takip etmektedir. İsrail bu stratejik hedefine Irak’ta ABD’yi kullanarak ulaşmıştır. Suriye’nin bölünmesi için Esad rejiminin devrilmesi için ise İsrail’e destek ABD, İngiltere ve Türkiye tarafından verilmiştir. Şimdi İsrail Suriye’nin parçalanması sürecini ilerletmek için çalışmaktadır. Evet, ABD Büyükelçisi İsrail’in milli üniter devletleri parçalamak istediğini söylerken haklıdır. Peki, Sayın Büyükelçi, milli-üniter ve laik devlet olan Türkiye’ye neden Osmanlı modelini önermektedir? Neden yurttaşlık zemininden padişahın tebaası anlayışı esasın da şekillenen dini ve etnik gruplar zemininde şekillenen bir siyasal sistemi önermektedir?"

    Hibya Haber Ajansı