Madenciler: Depremlerin Gizli Kahramanları
Kahramanmaraş merkezli depremler, Türkiye’nin dört bir yanını etkileyen korkunç bir felaket oldu. Ancak, bu zorlu süreçte, Yüreğimizi dağlayan depremin en büyük kahramanlarından biri de madencilerdi. Zonguldak’ta yerin metrelerce altındaki taş kömürünü gün yüzüne çıkarmak için özveriyle çalışan Türkiye Taşkömürü Kurumu işçileri, zorlu çalışma koşullarında kazandıkları deneyimleri, afetlerde arama kurtarma çalışmalarında da etkin bir şekilde kullanıyorlar.
1999 Marmara ve Düzce depremleri, Van ve Elazığ depremlerinde enkaz altında kalan birçok kişiyi kurtaran madenciler, bu sefer de Kahramanmaraş’taki 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından bölgeye giderek kurtarma çalışmalarına katıldı.
DEPREMLERİN GİZLİ KAHRAMANLARI UNUTULMADI
Maden ocaklarındaki dar ve kapalı alanlarda uzun süre çalışma tecrübesi kazanan madenciler, “girilemez” denilen yerlere ulaşabilme yetenekleri sayesinde, deprem bölgesinde de önemli bir rol üstlendiler. Madenlerde uygun boyutlarda kestikleri ahşap malzemeleri tavan kısmına yerleştirerek göçüğün oluşmasını engelleyen “domuzdamı” ve “direk vurma” yöntemlerini kullanarak, arama kurtarma çalışmalarında büyük başarılar elde ettiler.
Kendi güvenliklerini de düşünerek, tahkimat yöntemleri sayesinde enkazın çökmesini engelleyip yaşam koridorları oluşturan madenciler, bu sayede depremzedeleri yıkıntılar arasından çıkarmayı başardılar.
“KURTARDIĞIMIZ HER CAN BİZE UMUT OLDU”
Durdu, madende edindiği deneyimleri deprem bölgesinde uyguladığını belirterek, “Yıllardır madende çalışıyoruz. Enkaz altına girdiğimizde binalar yıkılmış, çatlamıştı; sürekli depremler oluyordu. Aynı zamanda kendi sağlığımızı da düşünmek zorundaydık. Madende öğrendiğimiz, ağaçtan yapılan ‘domuzdamı’ ve ‘direk vurma’ gibi her gün yaptığımız çalışma sistemlerimizi deprem bölgesinde uyguladık. Başarılı olduk çünkü bu yöntemler, daha hızlı ilerlememizi ve canlara ulaşmamızı sağladı.” şeklinde konuştu.
“DEPREM BÖLGESİNDE ELİMİZE NE GEÇTİYSE ONU KULLANDIK”
Tahkimat yöntemlerinin enkazın çökmesini engelleyerek daha rahat bir çalışma ortamı sağladığını anlatan Durdu, “Domuzdamı doğru yapıldığında, bir madenci için güvenilir ve sağlam bir tahkimat sistemidir. Ancak, domuzdamı yanlış yapılırsa, bu madenci için büyük bir tehlike oluşturabilir. Madende meşe gibi sert ağaçlar kullanıyoruz ama deprem bölgesinde elimizde ne varsa, dal parçası, direk parçası gibi, hızlıca kullanarak canlar kurtardık.” ifadelerini kullandı. Durdu, “domuzdamı” ve “direk vurma” yöntemlerinin artık sadece madencilerin bildiği bir bilgi olmadığını, tüm kurtarma ekiplerinin bu yöntemleri öğrendiğini de sözlerine ekledi.
“ENKAZA KORKMADAN GİRDİK”
Enkaza korkmadan girdiklerini belirten Kahraman, şöyle devam etti: “Domuzdamı, madencinin güvenliğini en üst düzeyde tutan bir sistemdir. Depremde binalar çökmüş olduğu için madendeki yüksekliği yakalayamıyorduk. Titreşimden zarar görmemek ve enkazda kalanlara zarar vermemek için, yer yer 1 metreye, yer yer 50 santime domuzdamı yapıldı. Çok dar alanlarda çalıştık. Madendeki tecrübelerimizle bu zorluğun üstesinden geldik. Yaptığımız işe güvendiğimiz için hiçbir sıkıntı yaşamadık.”
“DOMUZDAMI HAYAT KURTARAN BİR TAHKİMAT SİSTEMİDİR”
Kurtarma çalışmaları sırasında iki kez deprem olduğunu dile getiren Sönmez, sözlerine şöyle devam etti: “Bulunduğumuz yer alçaktı, içerideydik, depremde çıkamadık ama domuzdamı yaptığımız ve tahkimatımıza güvendiğimiz için ‘Burası sağlam.’ diyerek rahatlıkla çalışmaya devam ettik. Domuzdamı, hayat kurtaran bir tahkimat sistemidir. En çok bu sisteme güveniyoruz çünkü yerle tavanın bütün yükünü domuzdamı alıyor. Direklerin kırılma ihtimali var ama domuzdamı, daha fazla katın yükünü taşıyabiliyor. Daha fazla alanı sağlam tuttuğu için altında ya da yanında rahatlıkla çalışabiliyoruz.”
Kaynak: Anadolu Ajansı (AA)