
Hayat bazen bir döngü gibi gelir insana. Sabah uyan, işe git, sorumluluklarını yerine getir, akşam eve dön, uyuyup ertesi gün aynı döngüye başla… Günler birbirini kovalar ve farkında olmadan zaman akıp gider. Oysa bir an durup düşündüğünde, gerçekten bu hayatı yaşadığını hissediyor musun? Yoksa sadece akışa kapılmış bir şekilde sürükleniyor musun?
Bazen hayatın koşturmacasında en önemli şeyi unutuyoruz: Kendimizi. Ne istediğimizi, neyin bizi mutlu ettiğini, hangi yolda yürümek istediğimizi erteleyip duruyoruz. “Şimdi zamanı değil”, “Zaten çok yoğunum”, “Nereden başlayacağımı bilmiyorum” gibi bahaneler, bizi adım atmaktan alıkoyuyor. Ama şunu bilmeliyiz: Hayat bizi beklemiyor.

İnsan bazen kendine şu soruyu sormalı: Şu an olduğun kişi, gerçekten olmak istediğin kişi mi?
Bu soruyu sormak cesaret ister. Çünkü bazen cevabı bilmek bile rahatsız edicidir. Kendi eksiklerimizle, korkularımızla, ertelediğimiz hayallerimizle yüzleşmek kolay değildir. Ama değişim, fark etmekle başlar. Ne kadar ertelersen ertele, bir gün kendinle baş başa kalacaksın. Ve o gün geldiğinde, keşke daha önce başlasaydım dememek için bugün bir adım atmalısın.
Peki, nereden başlayacaksın? Büyük değişimlerden korkmaya gerek yok. Çünkü en köklü dönüşümler bile küçük adımlarla başlar. Belki sadece bugün biraz daha fazla kendini dinleyeceksin. Belki uzun zamandır okumak istediğin o kitabı eline alacaksın. Belki sadece on dakikanı sessizce düşünmeye ayırıp, kendine “Gerçekten ne istiyorum?” diye soracaksın.
Unutma, kendini keşfetmekten korkma. En güzel yolculuk, insanın kendine yaptığı yolculuktur. Ve bu yolculuk için en doğru zaman şu an…

“Başkalarının senin hakkında ne düşündüğü konusunda endişelenmeyi bıraktığında, gerçekten kendin olmaya başlarsın.”
— Paulo Coelho
YORUMLAR