Nöbetçi Eczaneler
İzmir’in Karşıyaka ilçesinde 14 Nisan 2020’de yaşanan trajik olay, 4 yıl süren ağır soruşturmanın akabinde dava etabına geldi.
Birsen Bayraktar, yalnız yaşadığı apartman dairesinde 14 Nisan 2020 tarihinde bir mühlet boyunca kayboldu. Durumu fark eden oğlu Kafkas Gence Karadağoğlu (45) ve komşuları, Bayraktar’dan haber alamayınca polise başvurdu. Olay yerine gelen polis takımları, kapıyı çilingire açtırarak içeri girdi ve Bayraktar’ın cesedine, kanlar içinde meskenin holünde rastladı. Başta Bayraktar’ın düşerek hayatını kaybettiği düşünülse de, yapılan otopsi sonucu İzmir Adli Tıp Kurumu, Bayraktar’ın cinayete kurban gittiğini tespit etti. 18 Aralık 2020 tarihli raporda, Bayraktar’ın vefatına baş travması sonucu meydana gelen baş kemikleri kırığı, beyin zarlarındaki kanama ve boynuna uygulanan basının yol açtığı oksijensiz kalma nedeniyle hayatını kaybettiği belirtildi.
4 YIL SÜREN SORUŞTURMA VE DAVA
Bunun üzerine polis, Uğur Can, eşi M.C. ve olayla kontaklı olduğu belirlenen apartmanda yaşayan elektrikçi Hakan H. (60) hakkında soruşturma başlattı. 6 Mayıs 2021’de gözaltına alınan şüpheliler, süreçlerinin akabinde hür bırakıldılar. Fakat iddianamede Uğur Can ve Hakan H. hakkında ‘kasten öldürme’ ve ‘yağmaya teşebbüs’ cürümlerinden müebbet ve 15’er yıl mahpus, M.C. için ise ‘suçluyu kayırma’ kabahatinden 5 yıl mahpus cezası talep edildi.
Mahkeme, şüphelilerden Uğur Can hakkında yakalama kararı çıkardı ve yakalanan Can tutuklandı. Dava süreci devam ederken, Bayraktar’ın ailesi ve toplum, adaletin yerini bulmasını bekliyor.
“İŞ AYAKKABISI GİYMİYORUM”
Sanıkların yargılanmalarına bugün devam edildi. Karşıyaka 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya tutuklu sanığın yanı sıra tutuksuz sanıklar ve Bayraktar’ın oğlu Kafkas Gence Karadağoğlu ile taraf avukatları katıldı. Celsede birinci olarak tutuklu sanık Can’a kelam verildi. Üzerine atılı suçlamaları reddeden Can, şu tabirleri kullandı:
Mahkeme liderinin, Bayraktar’ın meskeninin önünde ayakkabısı olduğu savını da yanıtlayan Can, “O gün o eve hiç gitmedim. Ağır bir işim olmadığından günlük ayakkabı giyiyorum. İş ayakkabısı kullanmıyorum” dedi.
Can’ın akabinde kelam verile tutuksuz sanık Hakan H. de kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti:
Birsen Hanım pandemi olduğu için dışarı çıkamıyordu. Alışverişlerini ben yapardım. Banka işleri için yardım isterdi. Onu otomobille bırakır, kapının önünde bekler ve işi bitince de meskenine getirirdim. Vefatından birkaç gün evvel de Ukrayna’da olan oğluna bankadan para yollayacağını söyledi. Otomobille bankaya götürüp getirdim. Bir daha da görmedim. Meskenine de yalnızca 2018 yılında tadilat için girmiştim. Zati o vakit tüm dairelere girmiştik. Suçlamaları reddediyorum.
“TAHLİYE EDİLMEZSE İNTİHAR EDERİM”
Tutuksuz olarak yargılanan sanık M.Ç., emniyette verdiği tabirleri reddetti. M.Ç., “Kocam da suç işlemedi, ben de işlemedim. Suçumuz yok. Maddi olarak çok zor durumdayız. Neden burada olduğumuzu bilmiyoruz. Eğer kocam tahliye edilmezse intihar edeceğim” sözlerini kullandı.
“HAYATLARIMIZI EMANET ETTİĞİMİZ İNSANLAR”
Sanıkların akabinde kelam verilen Bayraktar’ın oğlu Kafkas Gence Karadağoğlu, yaşanılanların kendisini şoke ettiğini belirterek, şunları söyledi:
Annemin Hakan’dan kendisine yardımcı olmasını istediğini biliyorum. Parasının nerede olduğundan da bilgim var. Tüm para işlerini bana söylerdi. Güya öleceğini iddia etmiş üzere para çektikten sonra koyduğu yeri söylemişti. Polisler sorduğunda da yerini söyledim. Parayı buldular. Bu kadar güvendiğim, hayatlarımızı emanet ettiğimiz insanların bu biçimde karşımıza gelmesi beni şoke ediyor. Polisler telefonda kapı girişinde alet çantası olduğunu söylediler. Bana ilişkin olduğunu lakin yerinin orası olmadığını söyledim. Son olarak 1 ay evvel kullanmıştım. Hatalılar bunlar yahut değil bilmiyorum lakin şikayetçiyim.
Savunmaların akabinde orta karar açıklandı. Tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren heyet, belgedeki eksikliklerin giderilmesine ve şahitlerin dinlenilmesine hükmedip duruşmayı 6 Mayıs’a erteledi.
