BM Mülteciler Yüksek Komiseri Grandi, Ekim 2015'te Suriyeli mülteci krizinin zirvede olduğunu belirterek, “O dönemin en belirgin imgesi, küçük Alan Kurdi'nin cansız bedeninin bir sahilde yatmasıydı. O zamanlar, sadece on gün önce, bir milyonuncu Suriyeli mültecinin geri dönüşünün dönüm noktasına ulaşacağımızı hayal etmek imkansızdı.” dedi.
Zorlu ve istikrarsız dünyayı açıklamak için yeni ve daha basit anlatılara ihtiyaç duyulduğu yönündeki algının giderek arttığını söyleyen Grandi, “Bu durum, devletlerin ve toplumların karşı karşıya olduğu karmaşık sorunları ele almada artık yetersiz görülen iş birliği ve uzlaşma gibi yaklaşımların bir kenara bırakılması anlamına geliyor.” diye konuştu.
Grandi, Gazze ve Batı Şeria'da, Ukrayna, Sudan veya Myanmar'da işlenen ‘vahşetlerin’, hem devletlerin hem de devlet dışı kuruluşların tamamen dokunulmazlıkla yürüttüğü, şiddet gücü adına normların kasıtlı olarak terk edildiğinin kanıtı olduğunu dile getirdi.
2015'ten bu yana, savaş ve zulüm nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan insanların sayısının neredeyse iki katına çıkarak 122 milyona ulaştığını belirten Grandi, “Zorla yerinden edilme -genel olarak insan hareketliliği- de hız ve karmaşıklık açısından arttı.” dedi.
Grandi, “Yer değiştirmeyi şekillendiren kuvvetler statik değildir. Beklenmedik şekilde değişirler. Ve bazen, evet, olumlu yönde değişirler.” şeklinde konuştu.
Hibya Haber Ajansı