Nöbetçi Eczaneler
Haber Merkezi – Ege Denizi, son günlerde sismik hareketlilikle adeta sallanıyor. Bölgedeki sarsıntılar, 28 Ocak’ta başlamış olup, günlerdir etkisini hissettiriyor. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), bu süreçte kaydedilen sarsıntı sayısının 400’ün üzerine çıktığını bildirdi.
1 Haftadır Meydana Gelen Sarsıntılar 400’ü Geçti
Oluşan sarsıntıların, Santorini Adası’nın yaklaşık 25 kilometre kuzeydoğusunda yoğunlaştığı ve derinliklerinin 5 ila 25 kilometre arasında değiştiği belirtiliyor. Türkiye kıyılarına en yakın depremin ise 140 kilometre mesafede meydana geldiği ifade edildi. 2011-2012 yıllarında da benzer bir yoğunlukta sismik aktivite yaşanmış ve 14 ay süren depremler herhangi bir volkanik hareketliliğe yol açmamıştı. Gelişmeler dikkatle takip edilmekte; bilim insanları ve araştırmacılar, AFAD ile koordineli bir şekilde sismik hareketliliği, olası volkanik aktiviteleri ve tsunami riskini değerlendirmekte. Vatandaşların sosyal medyada dolaşan yanlış bilgilere itibar etmemeleri gerektiği vurgulandı.
Geceden Bu Yana 29 Deprem Meydana Geldi
AFAD verilerine göre, gece saat 00.00’dan 08.45’e kadar 15 deprem gerçekleşti. Bu depremlerden ikisinin büyüklüğü 4,0 olarak kaydedildi. Sabah 08.45’ten sonra ise şiddetleri 2,2 ile 4,8 arasında değişen 14 sarsıntı daha meydana geldi. Son yaşanan beş sarsıntıda en yüksek şiddet 4,8 olarak tespit edildi.
Yunanistan Etkinlikleri İptal Etti, Okullar da Tatil Edildi
Bölgedeki sarsıntılar devam ederken, Yunanistan tarafında dikkat çekici bazı önlemler alındı. Dünyaca ünlü Santorini Adası çevresindeki sismik hareketliliğin, 2012’de yaşanan aktivite ile benzerlik gösterdiği ifade ediliyor. Santorini Adası Belediyesi Meclisi, artan sismik hareketlilik nedeniyle olağanüstü bir toplantı düzenleyerek tedbir alınmasına karar verdi. Bu kapsamda, adada bugün ve yarın belediyeye ait kapalı alanlarda düzenlenmesi planlanan tüm etkinlikler ve toplantılar iptal edildi.
Naci Hoca Uyardı
Tedbirler arasında, bugün kreşlerde, ilkokul ve ortaokul düzeyindeki eğitim kurumlarında eğitime ara verildi. Ayrıca, yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, bölgedeki art arda depremler hakkında sosyal medya üzerinden bir paylaşım yaptı. Görür, “Yunanistan’ın Ege Denizindeki Santorini Adasının kuzeydoğusunda dünden beri gittikçe sıklaşan depremlerden bahsetmiştim. Bugün de bu depremlerin artması üzerine Ege kıyılarımızda söz konusu yere yakın vatandaşlarımızın dikkatli olmasını öneriyorum.” ifadelerini kullandı.
2012’de Ne Olmuştu?
Santorini Adası’nda 2012 yılında sismik aktivite önemli ölçüde artmıştı. Bu hareketlilik 14 ay boyunca devam etmişti ve bu süre zarfında herhangi bir volkanik patlama yaşanmamıştı. Volkanik bir ada olan Santorini’de en son M.Ö. 1600 yıllarında bir patlama meydana gelmişti. Bu patlama sonrasında, adanın 73 kilometrekarelik bir kısmı sular altında kalmıştı. Santorini’den teknelerle ulaşılabilen, su altında kalmasıyla adadan ayrışan Santorini Kalderası, turistlerin ilgiyle ziyaret ettiği alanlardan biri olmuştur.
AFAD’dan Bir Açıklama Daha
Son olarak, AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürlüğü, Deprem Dairesi Başkanı Prof. Dr. Aykut Akgün, Ege Denizi’ndeki depremleri değerlendirdi. Prof. Dr. Akgün, Ege Denizi’nde meydana gelen deprem fırtınasının, konumu itibarıyla “doğal depremler” olduğunu ve bölgede depremlerin oluşumunu kolaylaştıran bir jeolojik ortamın bulunduğunu belirtti.
‘Deprem Fırtınası’ Denebilir
Prof. Akgün, depremlerin olağan bir konumda gerçekleştiğini ancak normal aktivite dışında bir süreçle karşı karşıya olunduğunu kaydetti: “Güncel verilere göre buna ‘deprem fırtınası’ denebilir. Birbirine yakın belirli büyüklüklerdeki peşi sıra olan depremlerden bahsediyoruz. Burada volkanik aktivitenin taze olduğunu biliyoruz. Volkanik aktivitenin gelişmeye başlamasının bu depremlere neden olduğuna dair elimizde bir veri yok. Olursa da şaşırmayız çünkü bu alan, aktif volkanizmayı geliştirebilecek bir konumda. Bu süreç sönümlenebilir veya bir miktar artabilir. Net bir şey söylemek mümkün değil; sürekli gözlemleyerek tetikte olmak önemli.”
“Ülkemiz İçin Çok Olumsuz Bir Etkisinden Söz Edemeyiz”
Prof. Dr. Akgün, bölgedeki tsunami riskine yönelik değerlendirmesinde, “Tsunami gelişebilmesi için 6’nın üzerinde bir deprem olması beklenir. 4,5 ve 5 büyüklüğündeki depremler dalga yükselmesine neden olabilir, ancak çok büyük hasar yaratacak boyutta değildir. Hasar oluşması için büyüklüğünün 7’ye yakın olması gerekmektedir.” şeklinde bilgi verdi. Türkiye açısından durumu değerlendiren Akgün, Ege Denizi’nde daha büyük depremleri öngörmediklerini belirterek, şu bilgileri paylaştı: “Bölge, her zaman 7 civarında deprem üretebilecek potansiyele sahip. Kıyılarımızda oluşabilecek etki, depremlerin büyüklükleriyle orantılıdır. Buradaki 4 ila 4,8 arasında olan depremler, ülkemize 170 kilometre uzaklıkta meydana geliyor. Bunlar nispeten ‘küçük’ ve ‘orta’ arasında sayılabilecek depremler. Ülkemiz için çok olumsuz bir etkisinden söz edemeyiz. Ancak 6 ve üzeri bir depremin kıyılarımızda hissedilmesi mümkündür. Olası her duruma karşı, AFAD olarak her 15 dakikada bir deprem çözümlemesi yapıyoruz ve anlık gözlemliyoruz. Bu konuda ülke bazında eylem planlarımız bulunmaktadır.”
