Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    CGTN Muhabiri Beidan: Çin her zaman dünyanın barışı, istikrarı ve ilerlemesine güç katıyor

    CGTN Muhabiri Cao Beidan, 3 Eylül’de başkent Beijing’de düzenlenen Çin Halkının

    CGTN Muhabiri Cao Beidan, 3 Eylül’de başkent Beijing’de düzenlenen Çin Halkının Japon Saldırganlığına Karşı Direniş Savaşı ve Dünyanın Faşizme Karşı Savaşı’nda elde edilen zaferlerin 80. yılı anma etkinliğinin, uluslararası medyada büyük ilgi uyandırdığını belirtti.

    Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in etkinlikte yaptığı konuşmada “barış” temasını defalarca vurgulamasının da yabancı basının dikkatini çektiğine değinen Cao Beidan, Xi Jinping'in, “Çin halkı her zaman tarihin doğru tarafında, insanlık medeniyetinin ilerlemesi yönünde yer alıyor, barışçıl kalkınma yolunda kararlılıkla yürüyor ve tüm ülkelerin halklarıyla birlikte insanlığın kader birliğini inşa etmeye çalışıyor. Çin tarzı modernleşme, barışçıl kalkınma yolunu izleyen bir süreçtir; Çin her zaman dünyanın barışı, istikrarı ve ilerlemesine güç katıyor.” sözlerini paylaşarak, bu kararlı ve güçlü ifadelerin, Çin halkının barışı önemseme ve koruma konusundaki sarsılmaz kararlılığını tüm dünyaya net bir şekilde ilettiğini vurguladı.

    Tarihin bir ayna olduğunu dile getiren Cao Beidan, "Çin Halkının Japon Saldırganlığına Karşı Direniş Savaşı ve Dünyanın Faşizme Karşı Savaşı’nda elde edilen zaferler, barışçıl kalkınma yolunda kararlılıkla ilerlemenin ne kadar değerli olduğunu açıkça göstermiştir. Bu konuda Çin örnek teşkil etmektedir." dedi.

    Brezilya’nın “Forum” dergisinin internet sitesinde yer alan bir yazıda şu ifadelere yer verildi:

    “1950’li yıllardan bu yana Çin, her zaman barış içinde bir arada yaşamanın beş ilkesini savunmaktadır; Çin, nükleer silaha sahip ülkeler arasında nükleer silahları ilk kullanmama sözü veren tek büyük güçtür; Çin bugüne kadar BM barışı koruma misyonlarına toplamda 50 binden fazla personel göndermiştir ve BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri arasında en fazla barış gücü personeli gönderen ülkedir…”

    Cao Beidan, Cumhurbaşkanı Xi'nin, yüz yılda bir görülen büyük değişimlerin yaşandığı dönemde Küresel Güvenlik Girişimi’ni ortaya koyarak, ortak, kapsamlı, iş birliğine dayalı ve sürdürülebilir bir güvenlik anlayışını savunduğu ve küresel güvenlik açıklarına köklü çözümler getirdiği aktarılırken şunları kaydetti:

    "Suudi Arabistan ile İran arasında tarihi uzlaşmanın sağlanmasından, Filistinli siyasi grupların “Beijing Bildirisi”ne ulaşmasına ve Uluslararası Uzlaşı Mahkemesi kurulması çağrısına kadar, Çin her zaman barış için çaba göstermiş, müzakereleri teşvik etmiş ve çalkantılı dünyaya istikrar ve kesinlik kazandırmıştır. Çin halkı barışı seven bir ulustur; aynı zamanda barışın ancak çabayla elde edilebileceğini ve dikkatle korunması gerektiğini de derinden kavramıştır. Tarih tekrar tekrar göstermiştir ki, ancak barışı koruyacak ve savunacak kapasiteye sahip olanlar, savaş felaketinden en iyi şekilde kaçınabilir.

    3 Eylül’deki askeri geçit töreninde Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun cesur ve kararlı görünüşü ve modern silah ekipmanları, dünya üzerinde güçlü bir izlenim bıraktı. Yeni tip ana muharebe tanklarından kıtalararası stratejik nükleer füzelerine, ileri hayalet uçaklardan insansız hava ve deniz teçhizatlarına kadar Çin yapımı savaş teçhizatları ve stratejik sistemleri topluca sergilendi. Uluslararası kamuoyu, görkemli geçit töreninin sadece kahramanlara saygı duruşu değil, aynı zamanda Çin’in ulusal egemenliği, birliği ve toprak bütünlüğünü kararlılıkla savunma ve dünya barışını koruma konusundaki demir gibi iradesini ve güçlü yeteneğini gösterdiğini ifade etti.

    Tarih, aynı zamanda insanlığa şu uyarıyı da yapar; İnsanlık ortak bir kaderi paylaşır, tüm ülke ve milletler birbirlerine eşit davranmalı, uyum içinde yaşamalı ve birbirlerine destek olmalıdır. Ancak bu şekilde ortak güvenlik sağlanabilir, savaşın kök nedenleri ortadan kaldırılabilir ve tarihi trajedilerin yeniden yaşanmasının önüne geçilebilir. Bu da gösteriyor ki dünya barışının sağlanması, uluslararası toplumun ortak çabasını gerektirir.

    Anma etkinliğine 61 ülkenin liderleri, yüksek düzeyli temsilcileri, uluslararası kuruluş yetkilileri ve eski devlet adamları katıldı. Katılımcılar dünyanın beş kıtasını kapsıyordu. Bu da 'adalete olan inanç sarsılmazdır, barış arzusu engellenemez ve halkların gücü yenilmezdir' şeklinde net bir mesaj verdi.

    Günümüzde Çin tarzı modernleşme inşası sürüyor. Bu, barışçıl kalkınma yolunu izleyen bir modernleşme sürecidir. Çin ne kadar gelişirse gelişsin, asla hegemonyacılığa kalkışmayacak, asla yayılmacı politikalar izlemeyecek ve kendi yaşadığı acıları başka milletlere asla yaşatmayacaktır. Bu, Çin’in dünya halklarına verdiği ciddi bir taahhüttür.

    Çin halkı, dünya halklarıyla birlikte bu yüce zaferi anarak, tarihten ders çıkarmak, İkinci Dünya Savaşı’nın kazanımlarını birlikte korumak, insanlığın kader birliğini tesis etmek ve dünyada kalıcı barış ile huzurun sağlanmasına katkıda bulunmak için çaba harcamayı sürdürecektir."

    Hibya Haber Ajansı