Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde Yangın: Kurtuluş Mücadelesi ve Korku Dolu Anlar

    Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde çıkan yangın, tatilcileri korku dolu anlar yaşattı. Kurtuluş mücadelesi ve yangının etkileri hakkında detaylı bilgi edinin. Bu olayın arka planını ve kurtarma çalışmalarını keşfedin.

    Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'nde çıkan yangın, tatilcileri korku dolu anlar

    Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde Yangın Anı ve Kurtuluş Mücadelesi

    Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de meydana gelen yangından, eşi ve üç çocuğuyla birlikte kurtulan diş hekimi ve iş insanı Talat Buğur, yaşadığı korku dolu anları anlattı. Buğur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son üç yıldır yarıyıl tatilinde aynı oteli tercih ettiklerini, bu yıl da 18 Ocak Cumartesi günü otele giriş yaptıklarını belirtti.

    Çocukları kayak yaptığı için sabahları erkenden kalktıklarını ve akşam erken saatlerde odalarına çekildiklerini ifade eden Buğur, yangının çıktığı gece saat 22.00 civarında odalarına çekildiklerini ve uykuya daldıklarını söyledi. Uyuduğu sırada koridordan gelen gürültü ve çığlık seslerini duyduğunu belirten Buğur, “Aklıma yangın gelmedi ama hemen uyandım. Gürültü ve sesler koridordan geliyordu. Kapıyı açtığımda duman ve koşuşturan insanlar gördüm. Hemen kapıyı kapattım.” dedi.

    Otelin 7. katında bağlantılı bir aile odasında konakladıklarını ifade eden Buğur, “Eşime, ‘Yangın var, çocukları kaldır.’ diye bağırdım. Hemen herkes uyandı. Kesinlikle alarm sesi duymadık. Hem uyanma aşamasında hem de ilerleyen süreçte kesinlikle alarm sesi söz konusu değildi. Uyanmamız tamamen benim ses duymamla oldu.” diye ekledi.

    Çocuklarını Motive Etti

    Buğur, odanın penceresini açtığında dumanların aşağıdan değil, çatıdan çıktığını gördüğünü aktararak, “O anda kesinlikle koridora çıkmamaya karar verdim çünkü karbonmonoksit zehirlenmesinin yangınlarda etkili olduğunu biliyordum. Bu yüzden dışarıdan kaçış planı yaptık. Eşim, ‘Çarşafları birleştirelim.’ dedi. Birlikte çarşafları birleştirip aşağıya uzattık. Bizim tahliye planımızın tamamen pencereden olmasına karar verdim.” şeklinde konuştu.

    Birleştirdikleri çarşafların sundurmaya kadar ulaşabildiğini belirten Buğur, “En hafif olanımızdan başlayarak aşağıya bırakacağız, sundurmadan zemine geçeceğiz; ‘Asıl sundurmaya ulaşırsak gerisini hallederiz’ diye planladım.” dedi. Yukarıdan cam parçalarının düşmeye başladığını fark ettiğini belirten Buğur, “Otelde 3-4 gencin ince, uzun bir merdiven getirmeye çalıştıklarını gördüm. Sanırım onlar da bizim çarşafları görünce oraya merdiven uzatabilme imkanı olduğunu hissetmişlerdi.” ifadelerini kullandı.

    Yangından Kaçış

    Bir süre sonra yan odadan 3 kişi ve kendileri toplamda 5 kişi merdiveni kullanarak tahliye olduklarını belirten Buğur, “Kaygan zemin nedeniyle merdiven sabit durmuyordu. Genç arkadaşlar tutmaya çalışıyordu. Çocuklarımın ikisi 7, biri 10 yaşındaydı. O kadar mesafeyi merdivenden inmeleri oldukça zordu. Oradan bir arkadaş yukarıya çıktı ve kendisiyle sonradan tanıştık; Hatay depreminde enkazdan çıkmış biriydi. O, çocuklarımı motive ederek kazasız bir şekilde inmelerini sağladı ama çok korktuk çünkü merdiven de hareket halindeydi.” dedi.

    Eşinin indikten sonra pencereden çıkmanın kendisine de zor geldiğini dile getiren Buğur, “Sonra sırayla herkes ikinci merdivenden zemine indi. Saat 03.30 sularında uyandım ve otelden çıkabildiğimizde saat 04.10 gibi olmuştu.” şeklinde konuştu.

    Yardım Çığlıkları ve Cam Kırma Sesleri

    Yangın sırasında her yerden yardım çığlıklarının geldiğini belirten Buğur, “Cam kırılma sesleri dikkatimi çekiyordu. İnsanlar hava almak için camları kırmaya başlamıştı. Yan çapraz üst kattan biri çarşaflarla inmeye çalışırken düştü ve bacakları kırıldı.” dedi. Odanın kapısını açtığında birçok kişinin bina içindeki merdivene doğru koştuğunu gördüğünü belirten Buğur, “Bağırtı, çağırtı ve duman vardı. Yangınlarda karbonmonoksit gazı olduğunu biliyoruz. O anda karar vermemiz gerekiyordu. Eğer, ‘Gelin ailece hızlı şekilde binayı terk ederiz.’ diyerek yola çıksaydım sanırım bugün burada bulunamayacaktık.” ifadelerini kullandı.

    Yangın Alarmı ve İtfaiye Müdahalesi

    Tahliye olduktan bir süre sonra itfaiyenin olay yerine intikal ettiğini belirten Buğur, “Önce insanların sepetlerle tahliye edilmeye başlandığını gördük. Yangın merdivenleriyle ilgili daha önce bize hiçbir bilgilendirme yapılmamıştı. Ben otelde yangın merdiveni olduğunu bilmiyordum, bu konuda kimse bilgilendirmede bulunmadı. Sirenler de hiçbir şekilde çalmadı. Yangınla ilgili uyarı ya da levha aklımda yok. Eğer otelde yangın alarm sistemi aktif şekilde çalışıyor olsaydı belki de bir kişi bile hayatını kaybetmeyebilirdi.” değerlendirmesinde bulundu.

    Olaydan sonra Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile jandarmanın kendileriyle temas kurduğunu ve herhangi bir yardıma ihtiyaçlarının olup olmadığını sorduklarını belirten Buğur, devletin yanlarında bulunduğunu söyledi. Ancak, otelde kalan üç kişiden birinin hayatını kaybettiğini vurguladı. “Bu insanlar çocuklarımızla vakit geçiriyordu, birlikte spor yapıyordu. Yemekte veya otelin lobisinde görüşüyorduk ve birdenbire bu insanlar kayboldu. Bu tarz olayların olmaması için hepimizin çıkarması gereken dersler var.” diyerek sözlerini noktaladı.