Modern çağda teknoloji ve bilişimdeki baş döndürücü gelişmeler, anne babaları çocuklarının zeka seviyesini güçlendirmeye yönelik arayışlara yönlendiriyor. Bu düşünceyle pek çok anne adayı, hamilelik sürecinde ve doğum sonrası alabilecekleri önlemler hakkında doktorlarına sıkça “Acaba bebeğimin zekasını geliştirmek için neler yapabilirim?” sorusunu yöneltiyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Aysimin Akçakaya Koraman, “Bebeğimizin fiziksel sağlığı kadar ruhsal ve zihinsel sağlığı da anne karnındayken desteklenmeye başlayan ve ömür boyu devam eden bir sürecin önemli parçalarıdır. Yaşam alışkanlıklarınızda yapacağınız bazı yeniliklerle mümkünse hamilelik öncesinde, değilse de hamilelik süreci ve doğum sonrası, onların fiziksel ve ruhsal sağlıklarına ve beyin sağlığına çok önemli desteklerde bulunabilirsiniz” diyor. Dr. Koraman, bebeklerde beyin gelişimini desteklemek için alınması gereken önlemleri anlattı ve dikkate alınması gereken önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Hamilelik Öncesi Neler Yapmalı?
- Kadın Hastalıkları ve Doğum ile Dahiliye hekimine başvurup gerekli testleri yaptırmalı, vitamin eksiklikleriniz varsa tedavisine başlamalı ve eksik aşılarınızı tamamlamalısınız.
- Kronik hastalığınız ve sürekli kullanmanız gereken ilacınız varsa, bu konuda sizi takip eden hekim ile görüşüp hamilelikte alınması gereken önlemleri konuşmalı, tedavi planlamasını birlikte yapmalısınız.
- Ağız ve diş sağlığınız için kontrollerinizi yaptırmalı, gerekirse mutlaka hamilelik öncesinde tedavi olmalısınız.
- Dr. Koraman, “Planlı bir hamilelik ise; folik asit desteğine planlanan dönemden 3 ay öncesinde başlamalı, planlı olmamışsa da en kısa sürede doktorunuza danışarak folik asit takviyesi almalısınız” diye belirtiyor.
- Sigara, alkol gibi zararlı maddelerden mutlaka kaçınmalısınız.
- Kafeini kısıtlamalı, iyi yıkanmamış meyve ve sebzelerden, çiğ ya da iyi pişmemiş et ürünlerinden uzak durmalısınız.
Hamilelik Sürecinde Neler Yapmalı?
- Dengeli ve sağlıklı beslenme, hem anne adayı hem de bebek için oldukça önemlidir. Bu nedenle abur cuburdan uzak durmalı ve sağlıklı beslenmeye özen göstermelisiniz.
- Dr. Koraman, “Omega-3 desteği, özellikle son yıllarda yapılan birçok çalışmada ön plana çıkıyor. Hem hamilelik sürecinde anne beslenmesinde, hem de doğum sonrası bebek beslenmesine başlanan 6. aydan itibaren; Omega 3 kaynakları olan balıklara (sardalya, hamsi, somon, uskumru vb.), ceviz ve fındık gibi kuruyemişlere ve kırmızı et, yumurta gibi ürünlere mutlaka diyetinizde yer vermelisiniz. Omega 3 (DHA ve EPA) kaynaklarının beslenmede olmadığı veya kısıtlı olduğu durumlarda hekim kontrolünde mutlaka takviye destek olarak alınması önerilmektedir” diyor.
- Bebeğinizle henüz anne karnındayken konuşmanız, ona sevginizi hissettirmeniz, sakin ve huzurlu hissettirecek müzikler dinletmeniz, bebeğinizin beyninde sinir uyarıları yaparak gelişimini destekleyecektir. Bu tür davranışlar, sizin stresinizi azaltarak genel anlamda hem sizin hem de bebeğinizin sağlığına olumlu etki yapacaktır. Bu nedenle bu alışkanlıkları kazanmalısınız.
- Bebeğin anne karnında özellikle hareketliliğinin arttığı durumlar (duş almak, yürüyüş yapmak, sesli kitap okumak vb.) onun size vermek istediği bir sinyaldir ve bunları dikkate alarak mutlaka bu aktiviteleri tekrarlamalısınız. Fiziksel aktiviteyi ise kendinizi zorlamadan günlük rutininiz arasına dahil etmelisiniz.
Doğum Sonrası Neler Yapmalı?
Bebeğiniz doğdu ve artık dış dünyada birliktesiniz. Peki, şimdi onun beynini beslemek için neler yapabilirsiniz? Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Aysimin Akçakaya Koraman, “Ebeveyn olmayı bir bilim değil, sanat olarak ele almak gerekir. Bebeğimiz, mutlak doğruların ya da yanlışların olmadığı bir düzende; bireyler, sosyal çevre ve çeşitli materyallerin harmanlanması ile ortaya çıkan tek ve kendine özel bir sanat eseridir. Her sanatçı kendi eserini en güzel şekilde yapmak için uğraşsa da, hepimiz kusurlarımız ve farklılıklarımız ile değerli ve özgünüz” diyor. Hem ebeveynlerin hem de bebeğin zihninin güzelliklerle dolu olması gerektiğini vurgulayan Dr. Koraman, beyin gelişimi için doğum sonrasına yönelik önerilerini şöyle sıralıyor:
- Doğum anından itibaren gerçekleştirilen ten tene temas, bebeğin hem anne ve babası ile olan bağlarını güçlendirir hem de beynindeki sinir hücrelerinin bağlantılarını olumlu yönde geliştirir. Bu nedenle ona şefkatle dokunun ve kucaklayın.
- Her fırsatta bebeğinizle konuşun, onu sürekli yeni kelimelerle tanıştırın ve günlük hayatınızdaki basit hareketleri dahi ona anlatın. Bunları sık sık tekrarlamak, bebeğinizin beyin gelişimi için son derece önemlidir.
- Dr. Koraman, “Bebeğimizle tıpkı tenis oynar gibi tepkilerine benzer tepkilerle cevap vermek ve sıramızı beklemek gerekir. Örneğin; size bakıp gülümsediğinde gülümsemek, agu gibi sesler çıkardığında benzer seslerle karşılık vermek, parmaklarıyla bir yeri gösterdiğinde aynı şekilde dönüp bakıp parmağımızla orayı işaret etmek gibi basit ama etkili bir iletişim kurmak, beyin gelişimi açısından değerlidir” diyor.
- Bebeğiniz üzgün, mutsuz veya huysuz olduğunda mutlaka en kısa sürede onun ihtiyaçlarına cevap verin, kucaklayın ve sarılın. Bu, onun kendini güvende hissetmesini sağlayarak kaygı düzeyinin azalmasına ve aranızdaki bağın güçlenmesine yardımcı olur.
- Bebeğinizle mutlaka oyunlar oynayın. Yaşına ve ilgisine uygun oyuncaklar seçerek dikkatini çekmeye özen gösterin. Bu, bazen bezden yapılmış bir hayvan, bazen bir kitap veya çok basit bir tahta kaşık olabilir. Önemli olan materyal değil, onunla ne kadar ilgiyle ve keyifle oynadığınızdır.
- Mutlaka erken dönemde kitap alışkanlığı edinmesi için çabalayın ve hatta mümkünse en çok vakit geçirilen alanlarda sürekli kitaplarla haşır neşir olabileceği bir kitaplık oluşturun. Ona sıcak ve sevimli bir tonla kitaplar okuyun.
- Dr. Koraman, “Birlikte gezmek, yeni yerler keşfetmek ve bol bol dışarıda zaman geçirip sosyalleşmek, bebeğinizin gelişimine çok önemli bir destek olacaktır” diyor.
Bu öneriler doğrultusunda, ebeveynler olarak çocuklarınızın zeka ve beyin gelişimini desteklemek için önemli adımlar atabilirsiniz.