Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Batı’da yaşananlar Türkiye için büyük bir potansiyeli doğurdu

    Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger, Haberler.com stüdyosunda sunucu Abdurrahman Yazıcı’nın konuğu oldu. ABD ile Avrupa arasında yaşanan gerilimin Türkiye’ye yansımalarının ele alındığı programda Prof. Dr. Ülger, yaşananların Türkiye’nin konumunu güçlendirdiğini belirtti. Türkiye için Avrupa Birliği ile yakın işbirliği devrinin başladığını belirtti.

    Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger, Haberler.com stüdyosunda sunucu Abdurrahman Yazıcı'nın

    Kocaeli Üniversitesi Memleketler arası Münasebetler Kısım Lideri Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger, Haberler.com stüdyosunda Abdurrahman Yazıcı’nın konuğu oldu.

    Türkiye’nin, Avrupa’nın nezdinde itibarının yükseleceği bir dönemin arifesindeyiz. Önümüzdeki zaman diliminde ben Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasında güvenlik, savunma, savunma, istihbarat ve dış politika alanlarında güçlü bir yakınlaşma meydana gelmesini bekliyorum. Bunun tabii ki yansımaları olacak. Biz aynı zamanda yirminci yılına giriyoruz 3 Ekim 2005’ten beri Avrupa Birliği ile müzakere yapan bir ülkeyiz. Hukuken hala müzakereler devam ediyor, fiilen tıkanmış vaziyette. En son müzakere başlığı 2018’de açıldı bir de tabii ki 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’nin bu terör tehdidine, dış destekli darbe tehdidine karşı gösterdiği tepki Avrupa tarafından son derece subjektif açıdan yorumlandı ve Türkiye’nin Kopenhag kriterlerinden uzaklaştığı formunda bir kıymetlendirme yapıldı bunun da müzakerelerin yavaşlamasında tesirli olduğunu düşünüyorum.

    Sunucu Abdurrahman Yazıcı konuğuna ABD ile Avrupa ülkeleri ortasında savunma alanında yaşanan tansiyonun Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik yolunu açıp açmadığını sordu. Prof. Dr. Ülger, “Pozisyonumuzu güçlendirdiği söylenebilir. Olağan ki Avrupa Birliği’ne üyelik esas itibariyle siyasi bir karar sonucunda mümkün olabiliyor. Aday devletler üye olmadan önce hükümlülüklerini yerine getirme çabası içindeyken Avrupa tarafı siyasi olarak bu devletin katılıp katılmaması konusunda bir karar veriyor. Bu karar oy birliğiyle alınıyor. Yakın döneme baktığımızda mesela Bulgaristan, Romanya Kopenhag kriterlerini dört dörtlük yerine getirdiler de mi üye oldular 2007’de? Hayır. Desteklendiler. Birebir formda Estonya, Letonya, Litvanya İkinci Dünya Savaşı’nda işgal edilen daha sonra ilhak edilen devletler Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Kopenhag kriterleriyle asla uyumlu olmayan bir tavır içerisine girmişlerdi. Bazı ülkelerde Rus kökenli kişilerin vatandaşlıktan çıkarıldığını, haklarının kısıtlandığını biliyoruz. Bu şartlar altında bile Estonya, Letonya, Litvanya Avrupa Birliği’ne 2004 yılında katıldı.

    “TÜRKİYE AVRUPA BİRLİĞİ İÇİN HAZIR DURUMDA”

    “Türkiye’ye karşı önyargılı bir bakış var. Kültürel uyumsuzluk sürekli olarak dile getiriliyor. Müzakereler başladıktan kısa süre sonra bunun emarelerini de görmeye başladı. 35 müzakere başlığı üzerinden müzakerelerin başlamasından hemen kısa bir süre sonra bazılarının dondurulduğunu gördük. Sekiz müzakere başlığını 2006 yılında AB Bakanlar Konseyi dondurdu. Daha sonra Sarkozy’nin iktidarda olduğu Fransa idaresi 5 müzakere başlığını dondurdu ve Güney Kıbrıs Rum İdaresi de 6 müzakere başlığına blokaj uyguladı. Bunlardan yalnızca Sarkozy iktidarı kaybettikten sonra Fransa’nın engellemesi kaldırıldı. Şu an itibariyle Bakanlar Konseyi ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin engellediği başlıkların sayısı 14. Müzakereler hukuken devam ediyor. Hukuken aday ülke statüsündeyiz ancak fiilen tıkanmış vaziyette. Türkiye önemli ölçüde Avrupa Birliği yükümlülükleri bakımından hazır durumda.