Alman Otomotiv Sektörü Hem Siyasi Hem de Ekonomik Krizde
Almanya’nın otomotiv endüstrisi, zorlu bir dönemin eşiğinde bulunuyor. Sektördeki olumsuz iş ortamı, uzun süredir devam eden ekonomik belirsizlikler ve küresel rekabetin etkisiyle daha da derinleşmiş durumda. Gelişen teknolojiler ve artan maliyetler, Alman üreticilerini hem yerel hem de uluslararası arenada zorlu bir sınavla karşı karşıya bırakıyor. Kovid-19 salgınından bu yana sektördeki duyarlılık en düşük seviyeye geriledi.
İş Ortamı Endeksi, Ocakta 5,7 Puan Düşerek Eksi 40,7 Puana Geriledi
Merkezi Münih’te bulunan Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo) tarafından yayımlanan İş Ortamı Anketi sonuçlarına göre, Aralık 2024’te eksi 35 puan olan Alman otomotiv sektörünün iş ortamı endeksi, ocakta 5,7 puan düşerek eksi 40,7 puana geriledi. Böylece, sektördeki duyarlılık Kovid-19 salgınından beri en düşük seviyeye ulaşmış oldu. Ayrıca, Alman otomotiv sektörünün mevcut durum endeksi de ocakta 6,7 puan azalarak eksi 39,1’e indi.
Otomotiv Endüstrisi Rekabet Gücü Konusunda Endişeli
Sektörün gelecek aylara ilişkin iş beklentisi, eksi 37,3 puandan eksi 42,3 puana geriledi. Ankete ilişkin yapılan açıklamada, iş ortamı endeksinin hem şirketlerin mevcut iş durumu hem de beklentileri tarafından olumsuz yönde etkilendiği ifade edildi. “Almanya’da otomotiv sektöründeki duyarlılık yılın başında yeni bir düşük seviyeye ulaştı. Ülkede otomotiv endüstrisi, rekabet gücü konusunda ciddi endişeler taşıyor.”
Ayrıca, “Otomotiv sektörü öncelikle rekabet gücü konusunu ele alıyor. Ocak ayında şirketler, dış pazarlardaki konumlarını hem Avrupa Birliği (AB) içinde hem de dışında her zamankinden daha düşük bir seviyede değerlendirdiler. Bunun yanı sıra, Alman pazarında da önemli ölçüde zemin kaybettikleri gözlemleniyor.”
Alman Otomotiv Endüstrisi Krizde Sıkışmış Durumda
Ifo Endüstriyel Organizasyon ve Yeni Teknolojiler Merkezi Uzmanı Anita Wölfl, konuyla ilgili değerlendirmesinde, “Alman otomotiv endüstrisi, günümüzde ciddi bir kriz içindedir ve özellikle rekabetçi konumunu büyük bir tehlike altında görmektedir.” dedi. Wölfl, “Çin’den gelen yoğun rekabet, Donald Trump’ın ABD’nin AB’den ithalatına yönelik gümrük vergisi uygulama tehdidi ve ülke içindeki gerginlik, Alman otomotiv endüstrisi üzerinde önemli bir baskı oluşturmaktadır.”
Avrupa Otomotiv Sektörü Birçok Zorlukla Karşı Karşıya
Alman otomotiv üreticileri, elektrikli araçlara geçişin yüksek maliyetleriyle mücadele ederken, Çin ve Avrupa’dan gelen zayıf talep ışığında maliyetleri düşürmek ve rekabet gücünü korumak için ciddi baskılar altında. Son yıllarda otomobil endüstrisinde çığır açan teknolojilerin öncüsü olan Çin ve ABD, Avrupa kamuoyunda tartışmalara neden olurken, Çinli üreticilerin artan rekabeti ve Volkswagen’in tarihi işten çıkarma ve fabrika kapatma kararları bu tartışmaları daha da alevlendirdi.
Ifo Enstitüsü’ne göre, Almanya’da vergi, bürokrasi ve enerji maliyetlerinin şirketler üzerindeki yükü diğer ülkelere kıyasla oldukça yüksek. Ülkede dijital, enerji ve ulaşım altyapısının yenilenmesi ise daha yavaş bir ilerleme kaydediyor.
Siyasi Belirsizlik, Alman Ekonomisini Baskılıyor
Öte yandan, Almanya ekonomisi, geçen yıl Çin ile artan rekabet ve yapısal sorunların etkisiyle art arda ikinci yıl küçülme kaydetti. Geçen yılın son çeyreğinde yüzde 0,2 küçülen ekonomi, 2025’in ilk çeyreğinde de daraldığı takdirde, iki çeyrek art arda daralma olarak tanımlanan teknik resesyona girecek.
23 Şubat’ta Erken Seçim Var
Analistler, siyasi belirsizliğin, yurt dışından gelen artan rekabetin, yüksek enerji maliyetlerinin ve belirsiz ekonomik beklentilerin Alman ekonomisini baskıladığını belirtiyor. 2025 için ekonomide yalnızca hafif bir büyüme öngörülüyor. Ülkede 23 Şubat’ta erken seçimler yapılacak ve bu seçimler için yürütülen kampanyanın en önemli konularından biri de büyümekte zorlanan ekonomi.
Kaynak: Anadolu Ajansı (AA)