Yasadışı Göçmen Krizi: Trump’ın Yeni Döneminde Öncelikli Konulardan Biri
ABD’nin yeniden seçilen başkanı Donald Trump, masasında bulacağı en sıcak konulardan biriyle karşı karşıya: milyonları bulan yasadışı göçmen krizi. Seçim sonuçları üzerinde de etkili olan bu kriz, resmi kurumların verilerine göre her yıl katlanarak büyüyor. Raporlara göre, 2014 yılında 569,000 olan yasadışı göçmen sayısı, 2024 yılına gelindiğinde 2.9 milyona ulaşmış durumda. Meksika’dan kaçak yollarla ABD sınırını geçen yasadışı göçmen konusu, Trump’ın ilk başkanlık döneminde de önemli bir yer tutmuş ve bu konuda yürütülen kampanyalar, Trump’ın seçilmesinde ciddi bir rol oynamıştı.
Yasadışı geçişlerin Meksika sınırından yapılması nedeniyle Trump, sınıra bir duvar inşa etme tartışmasını başlatmıştı. Ancak bu vaadini yerine getiremeden görev süresi sona ermişti. Göçmen krizi, Trump’ın ilk kez seçildiği 2016 yılına kıyasla 5-6 kat artmışken, bu dönemde Trump’ın nasıl bir politika izleyeceği merak konusu. Trump’ın toplu sınır dışı vaadi, maliyet ve pratik açıdan zorluklarla karşılaşıyor. Bu nedenle, göçmen krizinin kısa sürede gündemden düşmesi olası görünmüyor.
Yasadışı Göçmenlere Yönelik Sert Politika
Tutuklu sayısının aşırı düzeyde olması, birçok ailenin çocuklarına ve yakınlarına ulaşamamasına neden oluyor. Ayrıca, ABD’de faaliyet gösteren avukatlara bile ulaşımda zorluklar yaşanıyor. Son gelişmeler hakkında bilgi veren Av. Mahmut Bingöl, “Trump yönetiminin yasadışı göçmenlere yönelik sert politikalarının, göçmen krizini çözmeye yönelik iddialı hedeflerine rağmen ciddi zorluklarla karşılaşacağını düşünüyorum. Özellikle, lojistik ve mali yüklerin yanı sıra, hukuki ve insani boyutun göz ardı edilmesi, bu politikaların uygulanabilirliğini büyük ölçüde sınırlayacak. Sınır bölgelerinde tutulan ve hukuki haklarına erişim konusunda ciddi engellerle karşılaşan binlerce Türk vatandaşı bu durumdan olumsuz etkilenecek. Göçmenlerin, tutukluluk süreçleri sırasında yeterli hukuki desteğe ulaşamaması, aileleriyle iletişim kuramaması ve davalarının etkin bir şekilde yürütülememesi, bu insanların hem bireysel hem de toplumsal açıdan ciddi mağduriyetler yaşamalarına yol açabilir. Trump yönetiminin göreve gelir gelmez yasadışı göçmenlere karşı sert adımlar atması bekleniyor ancak bu süreçte hem hukuki düzenlemelerin hem de sahadaki uygulamaların dikkatle izlenmesi gerekiyor” dedi.
Göçmenler Doğru Hukuksal Mücadeleyi Veremezse Amerikan Rüyası Bitebilir!
Mahmut Bingöl, göçmenlerin haklarını savunma konusundaki kararlılıklarını sürdüreceklerini belirtti. Bingöl Law olarak, tutuklu müvekkillerin serbest bırakılması için kefalet duruşmaları düzenlenmesi, şartlı tahliye taleplerinde bulunulması ve sınır dışı edilme kararlarına karşı mahkemelerde etkin savunma yapılması gibi süreçlere öncelik verdiklerini ifade etti. Ayrıca, aileleriyle iletişim kuramayan tutukluların seslerini duyurmak ve haklarını savunmalarına destek olmak amacıyla köprü görevi üstlenmeye devam ettiklerini dile getirdi. Bingöl, göçmenlerin hukuki süreçlerde yalnız olmadıklarını hissettirmek ve toplumdaki dayanışmayı artırmak adına ihtiyaç sahiplerine ücretsiz danışmanlık hizmetleri sunmaya devam edeceklerini vurguladı.