Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    6 Şubat 2023 Depremleri: Hatay’daki Kurtuluş Hikayesi

    6 Şubat 2023’te meydana gelen depremler sonrası Hatay’daki kurtuluş hikayelerini keşfedin. Hayatta kalma mücadelesi, dayanışma ve yeniden doğuşun öyküsünü okuyun.

    6 Şubat 2023'te meydana gelen depremler sonrası Hatay'daki kurtuluş hikayelerini

    6 Şubat 2023 Depremleri ve Hatay’daki Zorluklar

    6 Şubat 2023 Depremleri ve Hatay'daki Zorluklar

    6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremler, Türkiye’nin birçok bölgesinde büyük yıkıma neden oldu. Bu trajik olayda birçok can kaybı yaşanırken, özellikle Hatay ili en çok hasar gören bölgelerden biri oldu. Hatay’da, binlerce bina yıkıldı ve yaklaşık 25 bin insan hayatını kaybetti.

    260 Saat Sonra Canlı Kurtuluş

    260 Saat Sonra Canlı Kurtuluş

    Bu büyük felaket sırasında, hasta oğlunun tedavisi için Akademi Hastanesi’nde bulunan Mehmet Ali Şakiroğlu, depremin ardından 260 saat sonra enkazdan canlı olarak kurtarıldı. Şakiroğlu, hastane kantininde uyuduğu sırada depremin meydana geldiğini ve gözlerini açtığında etrafın panik içinde kaçan insanlarla dolu olduğunu ifade etti.

    Hayatta Kalma Mücadelesi

    Hastanenin poliklinik kısmında, depremin etkisiyle yıkıma uğrayan Şakiroğlu, 260 saat boyunca hayatta kalma mücadelesi verdi. Enkaz altında geçirdiği süre zarfında yaşadığı zorlukları unutamadığını belirtti. Yaşadığı bu trajik olayda, idrarını içerek ve bulduğu çiçekleri yiyerek hayatta kalmayı başardı.

    “Gözümü Açtığımda Etrafım Betonlarla Kaplıydı”

    Şakiroğlu, deprem anında aldığı pozisyonu şöyle anlattı: “Normalde Gaziantep’te ailemle birlikte yaşıyordum. Oğlum Yusuf 6 Şubat gecesinde aniden rahatsızlandı. Hastanelere gittiğimizde bizi Hatay’daki bir hastaneye yönlendirdiler. O gece saat 22.30’da hastaneye vardık. Sabahın gelmesini bekliyorduk. Hava soğuktu. Babamla birlikte sıcak bir yer bulmak için dolanırken hastanenin kantinine rastladık. Kantinde kafamı masaya koyup uykuya daldım. Uykulu gözlerimi açtığımda yerin sallandığını ve insanların panik içinde kaçıştığını gördüm.

    Babam karşıda oturuyordu ama o kargaşada onu kaybettim. Hastanenin poliklinik kısmına doğru koştum. Kendimi cama vurdum ama kapı açılmadı. Hemen deprem pozisyonu aldım. Ellerimi başımın üstüne koyarak bekledim. Gözlerimi açtığımda her tarafım betonlarla kaplıydı. Dışarıdaki sesleri duyabiliyordum ama üstümüzdeki betonlar nedeniyle sesimizi duyuramıyordum.”

    “Çiçekleri Küçük Parçalara Bölüp Yiyordum”

    Enkaz altında bulunduğu süre içinde, canlı çiçekler yiyerek ve kendi idrarını içerek hayatta kaldığını belirten Şakiroğlu, “Ben, depremin 12’nci günü gece çıktım. Enkaz altında 2 gün daha dayanabilirdim. Elimle bir şeyler ararken canlı bir çiçek buldum. Plastikten olsa bile yiyecektim. Çiçekleri küçük parçalara bölüp yiyordum, kendi idrarımla beslendim. Sürekli devinim içinde oldum. Ağzımda çiğneyip onun suyunu almaya çalışıyordum. Ağzım yukarıda yatıyordum. Ne kadar idrarım gelirse o kadar ağzıma götürüyordum. Yaşam mücadelesi verdim, ümidimi Allah’tan kesmedim. Sürekli buradan çıkmam gerektiğini düşünerek umutlandım. Şimdi düşünüyorum, bu kadar acıya nasıl dayanabildiğimi bilemiyorum.” şeklinde konuştu.

    “Operatör ‘Burada Bir Ayak Var’ Dediğinde Dünyalar Benim Oldu”

    Şakiroğlu, yaşadığı kurtuluş anını ise şöyle anlattı: “Bayağı bir sallantı oldu. Yanımdaki arkadaş depremin olduğunu söyledi. Ben de ayağımı salladım, yukarıdaki operatör ‘burada bir ayak var’ diye bağırdı. O an, o cümle dünyalar benim oldu. Gece dışarı çıktığımda yıldızları gördüm. Dışarı çıktığımda ağabeyimin numarasını ilk denememde yanlış söyledim ama sonrasında doğru bildim. Enkazdan çıkarken vücudumda hiç bir çizik yoktu. Ailem 12 gün boyunca hep oradaydı. Onlar da ümidini kaybedip eve gidecekleri zaman, ben o zaman çıktım.”

    “Ben Her Zaman Kocam Beni Bırakmaz Dedim”

    Eşi enkaz altındayken sürekli çıkacağına inanan Neclanur Şakiroğlu ise, “Ben saat 05.00 sularında vinç yardımıyla çıktım. Kayınbabamla sarıldık ve ardından kocamı sordum. Nerede diye sorduğumda bilmiyorum dedi. Ben de ‘bir yerlerde saklanıyor’ diye düşündüm. Tekrar sorduğumda kocamın kayıp olduğunu söyledi. Kocamdan hiçbir zaman umudumu kesmemiştim. Etraftaki insanlar artık umudunu kaybetmiş ve kendilerine planlar yapıyorlardı. Ama ben her zaman kocamın beni bırakmayacağını söyledim. Rüyalarıma giriyordu. Oğlum o gece ‘baba gel, baba gel’ diyerek sürekli söylüyordu. O anlar çok acı bir durumdu ve Allah bir daha böyle bir acı yaşatmasın.” dedi.