Ahmet Özer’in Tutuklanması ve Soruşturma Süreci
Eski Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın tutuklu olduğu yolsuzluk soruşturmasında adı geçen Ahmet Özer, “ihale yolsuzluğu” suçlamasıyla tutuklandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Aziz İhsan Aktaş’ın liderliğini yaptığı iddia edilen suç örgütünün, belediye başkanları ve belediyelerin üst düzey yöneticilerine rüşvet vererek ihaleleri manipüle ettiği yönünde bir soruşturma başlattı. Bu süreç, yolsuzluk iddialarıyla dolu bir dizi olayı da beraberinde getiriyor.
Söz konusu suç örgütü soruşturmasında şüpheli olarak yer alan Ahmet Özer, tutuklu bulunduğu cezaevindeyken Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla ifade vermeye çağrıldı. Özer’in ifadesinin ardından, “ihaleye fesat karıştırma” suçlamasıyla tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilmesi üzerine, sulh ceza hakimliği Özer’in tutuklanmasına karar verdi.
Ahmet Özer’e Yöneltilen Suçlamalar
Ahmet Özer hakkında, “silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamasıyla bir soruşturma daha başlatılmıştı. Bu süreçte Özer, tutuklanarak görevden uzaklaştırıldı. Savcılık, kendisi hakkında “terörizmin finansmanı” suçlamasıyla yeni bir soruşturma başlattı.
İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği’ndeki savunmasında Özer, Diyarbakır yüksek güvenlikli ceza infaz kurumunda ele geçirilen delillerde adının geçmesinin kendisiyle ilgili olmadığını belirtti. Hayatı boyunca demokratik özerklikle ilgili herhangi bir çalışma yürütmediğini ve bu yönde düşüncelerinin bulunmadığını ifade etti.
Özer, telefon görüşmelerine ilişkin ortaya çıkan tapelerin sıradan bir taziye görüşmesi olduğunu savunarak, “İddia edilen tek bir cümleye bağlamından kopuk bir anlam yüklenerek bana terör örgütü üyeliği isnat edilmesi kabul edilemez. Sadece annelik sıfatına atıf yapan, nezaketen jenerik cümlelerle sarf edilmiş sözlerdir.” dedi.
Avukatları AYM’ye Başvurdu
Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ahmet Özer’in avukatları, müvekkillerinin tutukluluğu nedeniyle yaşadığı hak ihlalleri iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yaptı. Bu başvuru, hukuki süreçlerin giderek karmaşık bir hal aldığı bir dönemde, Özer’in hakları açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.