Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Esenyurt’ta Kayyum Atamasına Karşı Duygusal Konuşma

    Esenyurt’ta kayyum atamasına karşı yapılan duygusal konuşma, yerel halkın hakları ve demokrasi mücadelesini gözler önüne seriyor. Bu önemli olayda, toplumsal duyarlılık ve dayanışmanın önemi vurgulanıyor.

    Esenyurt'ta kayyum atamasına karşı yapılan duygusal konuşma, yerel halkın hakları

    (İSTANBUL) –

    Türkiye Muharip Gaziler Derneği Esenyurt Şube Başkanı İsmail Kalaycıoğlu, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in görevden alınarak yerine kayyum atanmasına karşı düzenlenen nöbette yaptığı etkileyici konuşmanın ardından görevden alındı. Kıbrıs gazisi olan Kalaycıoğlu, “Ahmet Hoca’nın kayyum atanmasını kesinlikle reddediyorum, reddediyorum, reddediyorum. Ben onun abisiydim, o da benim kardeşimdir. Burada öyle bir kucaklaşma yaşadık ki, ben ağladım, o ağladı” şeklinde duygusal bir ifade kullandı.

    Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyum atanmasına karşı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyeleri tarafından ilçede başlatılan nöbet devam ediyor. 10 Ocak’ta gerçekleştirilen nöbete Türkiye Muharip Gaziler Derneği Esenyurt Şube Başkanı İsmail Kalaycıoğlu da katılarak bir konuşma gerçekleştirmişti. Edinilen bilgilere göre, bu konuşmasının ardından Kalaycıoğlu görevden alındı. Kalaycıoğlu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

    “Esenyurt’a onurlu bir adam geldi dedim”

    “Öncelikle buraya geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Burada yapılan konuşmaları tam 73 gündür dinliyorum. Yeni belediyeden buraya kadar yapılan yürüyüşlerin bir kısmına da katıldım. Şimdi ben buraya niye geldim? Esenyurt’ta 43 senedir gazilerimin başındayım. Siyasetten uzak bir şekilde çalışıyorum; büronun kapısı herkes için açık, oraya herkes gelir, ben de onları orada ağırlayıp yolcu ederim. Fikirlerimizde uyuşmazlık varsa buna da itiraz ederim. Şimdi Ahmet Hoca’nın kızı benim sağımda. Yeryüzünde bir tek canım var, o da kahraman bir gaziyim, savaş gazisiyim. Burada bulunanların çoğu beni dinliyor. Korkusuzca, aslan yürekli bir adam olarak bugün büromda oturdum, iki sayfa bir mektup yazdım Ahmet Hoca’ya, kızıyla birlikte ona göndereceğim.”

    “Bu ülke beni okuttu, bana üniversite kurdurttu, ben profesör oldum, benim bu millete bir borcum var”

    “Burada rahatsız olduğum bir nokta var. Ahmet Hoca profesör, sosyolog, edebiyatçı bir hoca. Ben onunla ilk gün tanıştığımda, ‘Esenyurt’a onurlu bir adam geldi’ dedim. Onurlu bir adam, Profesör Ahmet Hoca. Ben rahatsızım, bu Ahmet Hoca’nın kayyum atanmasından son derece rahatsızım. Ahmet Hoca ile bir baba-oğul gibi oturdum, dertleştim. Yedi ay içinde tam altı program düzenledim ona. Gazilerimi toplayıp, ‘Sen Esenyurt’ta kim tarafından geldin, gönderildin?’ dedim; elini ayağı kaldırarak ‘anlat’ dedim ve anlattı. Aslında Esenyurt halkı şunu bilmeli; birçoğunuz da bunu bilmiyorsunuz. İsterdim ki Cumhuriyet Halk Partisi’nin yöneticileri, Esenyurt’ta bir buçuk milyon nüfuslu bir ilçeye Ahmet Hoca’nın kim olduğunu, kimlerle çalıştığını anlatmalıydı, ama anlatılmadı.”

    “O barış sürecinin mimarı sizin başınızdan kayyum olarak alınan Ahmet Özer’dir”

    “Burada gördüğünüz Seraf avukat kızımın babası bir profesör, kızı da avukattır. Babasının yanına her gün gidip geliyor. Şimdi bu adam kiminle çalışmış? Bir; Cumhurbaşkanı, Başbakan rahmetli Turgut Özal ile çalışmış. İki; Başbakan, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile çalışmış. Dikkat edin, bu devletin başı, bu iktidarın başı, Cumhur İttifakı’nın lideri Recep Tayyip Erdoğan ile çalışmış. O barış sürecinin mimarı sizin başınızdan kayyum olarak alınan Ahmet Özer’dir. Kiminle çalıştığını biliyor musunuz? Merhum, rahmetli şehit Recep Yazıcıoğlu’na tam iki yıl boyunca bu devletin en mahrem yerlerinde çalışmış. Ahmet Özer böyle bir adamdır, Ahmet Özer kafirlerle çalışmamış, İsrail ile çalışmamış, İngiltere, Fransa, Amerika ile çalışmamış. Bu yüzden Ahmet Özer’in kayyum atanmasını kesinlikle reddediyorum, reddediyorum, reddediyorum.”

    Ve son sözlerimi bitirirken, şunu da söylemek isterim: “Ben onun abisiydim, o da benim kardeşimdir. Burada öyle bir kucaklaşma yaşadık ki, ben ağladım, o ağladı. Ben dedim ki başkanım, yetim büyüdüm. Bilir misiniz? Bunu iyi bilin; Ahmet Özer, dört tane devrim şehidinin kardeşidir. Bunları biliyor muydunuz? Ben bekliyorum; en yakın zamanda kucaklaşacağımız günleri sabırsızlıkla bekliyorum.”