Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Erdoğan: Suriye’nin 9 ayda kaydettiği gelişmeler, geleceğe ümitle bakmamızı sağlıyor

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi'nde konuştu. Cumhurbaşkanı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi'nde konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şu şekilde:

    "Türk Devletleri Teşkilatı'nın 12. Zirvesi vesilesiyle köklü tarihimiz izlerini taşıyan güzide şehir Kebele'de bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Dönem Başkanlığını devreden Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov'a katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Aziz kardeşim Sayın Aliyev’e de müstesna ev sahipliğinden ötürü şükranlarımı sunuyor, dönem başkanlığı için kendilerine üstün başarılar diliyorum.

    Teşkilatın geride bıraktığı 16 yıl gibi kısa sürede, dilde, fikirde, işte birlik şiarıyla kaydettiği başarılara her geçen gün yenilerini ekliyoruz. Bu anlayışla başarılarımızın sayısını artırmaya devam edeceğiz.

    Çok taraflılığın giderek aşındığı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin insanlığın vicdanını yaralayan bir çok meseleye kayıtsız kaldığı bir uluslararası sistemle karşı karşıyayız. Bugün pek çok uluslararası ve bölgesel teşkilat, bizim ortak tarih, kültür ve ülküdaşlığımız gibi ulvi değerler üzerine bina edilmediğinden kamuoyu önünde işlevsiz, adeta omuzlara yük olarak görülüyor.

    Teşkilatımızın bu değişen koşullara ayak uyduran, uluslararası meselelerde ortak duruş sergileyen, sözüne güvenilen, haklının yanında duran bir yapıya dönüşmesi büyük önem arz ediyor.

    Türkiye olarak böyle bir dönemde, zirvemizin temasının 'Bölgesel Barış ve Güvenlik' olarak belirlenmesini son derece isabetli ve anlamlı buluyoruz. Çeşitli güvenlik sınamalarıyla uğraştığımız bir ortamda aramızdaki iş birliğini pekiştirirken, üçüncü taraflarla da diyaloğumuzun artırılması mühimdir.

    Teşkilatımızı işçine kapalı bir yapılanma olarak asla görmüyoruz. Diğer uluslararası kuruluşlar ve ittifaklarla etkileşim halinde sesini ve gücünü ortaya koyan vizyonu hayata geçirebilmeliyiz. Bu bağlamda, bugün mutabık kaldığımız TDT Plus formatının üçüncü taraflarla iş birliğimize yeni bir soluk getirebileceğine inanıyorum.

    Son zirve ve toplantılarımızda ifade ettiğim gibi, güvenliğe yönelik kapasite inşası başta olmak üzere ortak menfaatimizi ilgilendiren her alanda mümkün olan her katkıyı aile meclisimizin bünyesinde sağlamaya hazırız.

    Terörizmden yasa dışı göçe, siber tehditlerden iklim değişikliğine ortak bir duruşla mukabele edebileceğimizi, kendi gök kubbemiz altında kendi güvenliğimizi güçlendirebileceğimizi düşünüyorum. Temmuz ayında yapılan Türk Devletleri Teşkilatı Savunma Sanayi Kurumları birinci toplantısını bu anlamda önemli bir adım olarak görüyorum. Yakaladığımız ivmenin sürebilmesi için çalışmaların devamının çok mühim olduğunun altını çizmek istiyorum.

    Türk dünyasının, bölgemizin istikrarında ve güvenliğinde birçok anlamda daha etkin bir rol üstlenebileceğine inanıyoruz. Bugün yakın coğrafyamızda yaşanan pek çok çatışma, savaş ve uluslararası hukuk ihlaline karşı teşkilatımızın kararlı duruş sergilemesi mühimdir.

    İsrail’in Lübnan ve Suriye ile başlayan, Yemen ve İran ile devam eden ve son olarak Katar’ı hedef alan saldırıları bölgemizin istikrarına en büyük tehdidin bu ülkenin mevcut yönetiminden kaynaklandığını gösteriyor. Gazze’de 66 bin masumun hayatına mal olan katliamların durması yönünde son günlerde yaşanan gelişmeler memnuniyet vericidir.

    Biz ancak Filistin halkının uluslararası meşruiyet ve hukuktan kaynaklanan hakları temelinde iki devletli bir çözümün kalıcı ve adil barışa kapı açacağına inanıyoruz. Bu yönde de çalışmalarımıza kararlılıkla devam ediyoruz.

    Suriye’de ise istikrarın tesisi, bölgemizde ve ötesinde güvenliğin sağlanması için olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Birçok zorlukla mücadele etmesine rağmen Suriye Hükümetinin son 9 ayda kaydettiği gelişme, geleceğe ümitle bakmamızı sağlıyor.

    Bu süreçte Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğini muhafaza temelinde siyasi, ekonomik ve güvenlik ortamının iyileşmesine odaklanmalı, teşkilat olarak Suriye Hükümetiyle angajmanı ilerletmeliyiz.

    Güney Kafkasya’daki gelişmeleri de sadece takip etmekle kalmıyor, bölgede barış ve istikrarın tesisi için atılan adımları samimiyetle destekliyoruz. Azerbaycan ile Ermenistan arasında 8 Ağustos’ta imzalanan ortak bildiriyi bu minvalde hayırlı bir adım olarak görüyor, devamının gelmesini diliyoruz.

    Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan sınır birleşim noktasının tespitine ilişkin Mart ayında akdedilen anlaşmayı da memnuniyetle karşılıyoruz. Uzun yıllardan bu yana gündemi meşgul eden bu meseleyi sağduyu ve bilgelikle çözüme kavuşturan liderleri kutluyorum, tebriklerimi iletiyorum.

    Bölgemizin istikrarına, ekonomik refah ve sosyal bağların güçlenmesine katkı sunabileceğimizin farkındayız. Ulaştırma, enerji güvenliği ve ticari entegrasyon alanlarındaki girişimlerimizi de bu yaklaşımı tamamlayıcı parçalar olarak görüyoruz.

    Aramızdaki enerji ve haberleşme bağını etkin hale getirip güçlendirecek proje ve yatırımlara odaklanmamız hepimizin menfaatinedir.

    Küresel gelişmeleri yakalayabilmek ve kültürel zenginliğimizi muhafaza için Türkçe Büyük Dil Modelinin geliştirilmesine hız vermemiz gerekiyor. Ortak alfabe hususunda Türkiye olarak ilk adımı atıyor, Cengiz Aytmatov’u anlatan bir eser ile Oğuznameleri ortak alfabeyle basıyoruz.”

    Aynı şekilde Türk Dünyası Yayıncılık Kongresini gelecek yıl Ocak ayında Ankara’da toplamayı planlıyoruz. 30 Ekimden itibaren Semerkant’ta düzenlenecek olan UNESCO 43. Genel Konferansında, 15 Aralık’ın Dünya Türk Dili Ailesi Günü olarak ilan edilmesini temenni ediyorum.

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın Ankara, Şuşa ve Bişkek’in ardından şimdi de Gebele’de aramızda bulunmasından son derece bahtiyar olduğumu da vurgulamak istiyorum. İki devletli adil çözüm yolunda, Türk Dünyası’nın Kıbrıs Türkü kardeşlerini yalnız bırakmadığını memnuniyetle müşahede ediyorum. 

    Gözlemci üyemiz Türkmenistan’ın da Türk Akademisi ve Türk Kültür ve Mirası Vakfı’na gözlemci üye olmasını memnuniyetle karşılıyorum. Türkmen kardeşlerimizi inşallah yakında Aile Meclisimizde tam üye olarak görmek istiyoruz."

    Hibya Haber Ajansı