Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Diyarbakır Amida Höyük Kazıları: Tarihin Derinliklerine Yolculuk

    Diyarbakır Amida Höyük kazıları, tarih öncesi dönemlerin sırlarını gün yüzüne çıkarıyor. Bu eşsiz yolculukta, Antik Medeniyetlerin izlerini keşfedin ve geçmişin derinliklerinde kaybolun.

    Diyarbakır Amida Höyük kazıları, tarih öncesi dönemlerin sırlarını gün yüzüne

    Diyarbakır’ın Tarihine Tanıklık Eden Amida Höyük Kazıları

    Diyarbakır’ın kalbi olarak bilinen Amida Höyük’teki kazılar, Cumhuriyet’in ilk yıllarında basılan bir sikkenin keşfiyle dikkat çekti. Bu önemli höyük, Hurri-Mitanniler, Bit-Zamani Krallığı, Asurlular, Urartular, Medler, Persler, Büyük İskender, Selevkoslar, Tigran Krallığı, Romalılar, Bizanslılar, Sasaniler, Emeviler, Abbasiler, Mervaniler, Selçuklular, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyubiler, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlı gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır.

    Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle yürütülen kazı çalışmaları, Dicle Üniversitesi (DÜ) Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Yıldız başkanlığında 2018 yılında başlamıştır. Kazılarda, 1800 yıllık su kanalları, yaklaşık 1700 yıllık mezar odaları, 1. Dünya Savaşı’ndan kalma 782 el bombası, 800 yıllık mermer parçaları ve 7 bin ila 9 bin yıllık yangın tabakaları gibi birçok kalıntı gün yüzüne çıkarılmıştır. Bu yıl, Artuklu Sarayı’nın kabul salonunun doğu eyvanında ve Saraykapı ile kral yolu arasındaki alanda yoğun çalışmalar yürütülmektedir.

    Yürütülen kazılarda, 10 bin yıl önce yerleşimin başladığı tespit edilen höyükte, Neolitik ve Kalkolitik dönemlere ait eserlerin yanı sıra Roma, Bizans, Selçuklu, Artuklu, Eyyubi, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait mühürler, kemik aletler, ağırşaklar, kandiller, boncuklar, el baltaları, sikkeler, hançer kabzası ve I. Dünya Savaşı’na ait Alman menşeili bir el bombası ile “Çanakkale Savaşı rozeti” gibi önemli buluntular ortaya çıkarılmıştır.

    2025 Kazı Sezonunda Kral Yolu’nun Tamamı Ortaya Çıkacak

    Kazı heyeti başkanı Prof. Dr. İrfan Yıldız, 2 Ocak’ta başlayan kazı çalışmalarının bu yıl sona erdiğini belirtti. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen Geleceğe Miras Projesi kapsamında verimli bir sezon geçirildiğini vurgulayan Yıldız, “Bu yıl 19 işçi ve 9 teknik personelle çalıştık. Yaklaşık 35 açmada çalışmalar yürütüldü. Ağırlıklı olarak Kral Yolu’nda yoğunlaştık. Daha önce 80 metresi açığa çıkarılan bu yolun, bu yılki kazılarla 30 metresi daha gün yüzüne çıkarıldı. Kalan 20 metresi de 2025 kazı sezonunda tamamlanacak.” dedi.

    Bu yılki kazılarda birçok eser bulduklarını aktaran Yıldız, “23 eser envanter olarak kaydedildi, 5’i ise etütlük değere sahip. Bu eserler Diyarbakır Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü’ne teslim edilecek ve müzede sergilenecek. Amorf malzemeler üzerinde çalışmalar devam edecek.” şeklinde konuştu.

    Amida Höyük: Tarihin Derinliklerine Yolculuk

    Prof. Dr. İrfan Yıldız, bu yıl yapılan kazılarda önemli eserlere ulaştıklarını ve Geç Uruk dönemine ait mühür buluntusunun yanı sıra Osmanlı dönemine ait Çanakkale Savaş Rozeti’nin bulunmasının büyük öneme sahip olduğunu ifade etti. Neolitik ve Kalkolitik dönemlerden başlayarak Selçuklu, Artuklu, Eyyubi, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait birçok eser kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Paleolitik döneme ait taş buluntular da mevcut olup, bunların muhtemelen taşınma yoluyla bölgeye getirildiği düşünülmektedir.

    Özellikle mühürler ve sikkelerin bulunması, Amida Höyük’ün tarihsel önemini artırmaktadır. Osmanlı, Eyyubi ve Cumhuriyet dönemine ait toplam 4 sikke bulunmuştur. Amida Höyük’te, Neolitik Çağ’dan Cumhuriyet’e kadar kesintisiz bir yerleşim sürecinin yaşandığı tespit edilmiştir. Bu, höyüğün tarihinin 10 bin yıl geriye gittiğini göstermektedir.

    Cumhuriyet Dönemine Ait Sikke

    Buluntular arasında yer alan Cumhuriyet dönemine ait madeni para hakkında bilgi veren Yıldız, bu sikkenin 1926 yılında basıldığını açıkladı. Yıldız, “Sikke, Cumhuriyet’in kurulmasından sonra basılan ilk paralar arasında yer almakta. Ön yüzünde palamut ve meşe yaprağı, üst kısmında ay yıldız, solda ise Osmanlıca ’10 kuruş’ ibaresi bulunmaktadır. Arka yüzünde buğday başağı, Osmanlıca ‘Türkiye Cumhuriyeti’ ve paranın basım tarihi olan 1926 yazılıdır. Bu sikke, harf inkılabından önce basıldığı için yazılar Osmanlıca’dır. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik temellerini simgeleyen ormancılığın ve tarımın sembolleri olan meşe, palamut ve buğday başağının bulunması büyük bir önem taşımaktadır.” dedi.