Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Kazakistan’ın Bağımsızlığı ve Türkiye ile İlişkileri

    Kazakistan’ın bağımsızlık süreci ve Türkiye ile olan tarihi ve güncel ilişkileri üzerine derinlemesine bir inceleme. İki ülke arasındaki dostluk, ekonomik işbirlikleri ve kültürel etkileşimleri keşfedin.

    Kazakistan'ın bağımsızlık süreci ve Türkiye ile olan tarihi ve güncel

    Kazakistan’ın Bağımsızlığı ve Gelişimi

    Yüzölçümü bakımından dünyanın en büyük 9. ülkesi olan Kazakistan, Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) en geniş topraklara sahip üyesi olarak, 33. bağımsızlık yılını coşkuyla kutluyor. Kazakistan Yüksek Konseyi (Parlamento), 16 Aralık 1991’de ülkenin bağımsızlığını resmen onaylayan tarihi belgeyi kabul etti. Yaklaşık 70 yıl boyunca Sovyetler Birliği’nin bir parçası olan Kazakistan, birliğin dağılmasıyla birlikte egemenliğini ilan eden 15 cumhuriyetten biri olarak öne çıktı.

    Bağımsızlığını kazandıktan sonra, toprakları 2 milyon 724 bin 902 kilometrekareyi buldu ve bu durum Kazakistan’ı yüzölçümü açısından dünyanın en büyük 9. ülkesi haline getirdi. TDT’nin en geniş topraklara sahip üyesi olan Kazakistan, kuzeyde Rusya, doğuda Çin, güney ve güneybatıda ise Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan ile komşuluk ilişkileri sürdürmekte. Aynı zamanda Hazar Denizi sayesinde Azerbaycan ve İran ile de sınırları bulunmaktadır.

    Kazakistan, çok etnikli bir yapıya sahip olup, nüfusu 20 milyonu aşmaktadır. Son nüfus sayımına göre, Kazakların oranı %70’i geçmektedir. Zengin yer altı kaynaklarına sahip olan Kazakistan, topraklarında dünya petrol rezervinin %3’ünü barındırmakta ve aynı zamanda dünyanın en büyük ham uranyum üreticisi olarak dikkat çekmektedir. Ayrıca, Avrupa Birliği’nin ihtiyaç duyduğu 34 kritik ham maddenin 18’i Kazakistan’da bulunmaktadır.

    Ekonomik ve Stratejik Önemi

    Tarihi İpek Yolu’nun önemli güzergahlarından biri olan Kazakistan, günümüzde Avrasya’nın “geçiş ülkesi” olma yolunda hızla ilerlemektedir. Kazak hükümeti, 2029 yılına kadar ülke üzerinden Çin’den Avrupa’ya taşınan yük miktarını 5 kat artırmayı hedeflemektedir. Bu bağlamda, Kazakistan, Orta Asya’da en fazla doğrudan yabancı yatırım çeken ülke konumundadır. Bağımsızlığını kazandığı tarihten bu yana, ülke toplamda 441 milyar dolar değerinde yabancı yatırım çekmeyi başarmıştır. Gelecek 5 yılda ise 150 milyar dolar daha yabancı yatırım almayı planlamaktadır.

    Kazakistan, Türkiye, Rusya ve İran’ın garantörlüğünde Suriye krizine çözüm bulmak amacıyla düzenlenen Astana görüşmelerine ev sahipliği yaparak uluslararası arenada önemli bir rol oynamaktadır. Ayrıca, her 3 yılda bir başkent Astana’da gerçekleştirilen Semavi ve Geleneksel Dinler Liderleri Kongresi’ne de ev sahipliği yapmaktadır. Bu durum, Kazakistan’ın dış politikada barışçıl bir tutum sergilediğinin bir göstergesidir.

    Kazakistan, Sovyetler Birliği’nden kalan bir miras olan Semipalatinsk Nükleer Test Sahası’nı kapatarak nükleer silahsızlanmayı yaygınlaştırmayı dış politikası için öncelikli bir hedef haline getirmiştir. Ülkenin girişimiyle Birleşmiş Milletler, 29 Ağustos’u Uluslararası Nükleer Silahların Test Edilmesiyle Mücadele Günü olarak ilan etmiştir.

    Siyasi Dönüşüm ve İlişkiler

    Eski Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını kazandığı dönemde Kazakistan’ın başında bulunan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, 28 yıl boyunca ülkeyi yönetmiştir. “Önce ekonomi, sonra siyaset” ilkesini benimseyen Nazarbayev, 19 Mart 2019’da görevinden istifa etmesiyle birlikte ülkede yeni bir siyasi dönem başlamıştır. Kazakistan’ın ikinci Cumhurbaşkanı olarak göreve gelen diplomat kökenli Kasım Cömert Tokayev, yeni bir siyasi model oluşturmak için anayasal reformlar gerçekleştirmiştir. Tokayev’in liderliğindeki Kazak hükümeti, 2029 yılına kadar ulusal ekonominin hacmini iki katına çıkararak 450 milyar dolara ulaşmayı hedeflemektedir.

    Türkiye ile İlişkiler

    Türkiye, Kazakistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan ülke olarak kayıtlara geçmiştir. Bu yıl, iki ülke diplomatik ilişkilerinin 32. yılını kutlamaktadır. Türkiye ve Kazakistan, bu süreçte karşılıklı ticaret hacmini 30 milyon dolardan 10 milyar dolara çıkarmayı başarmıştır. Bölgesel ve uluslararası düzeyde işbirliğini sürdüren iki ülke, Türk dünyasının entegrasyonu adına önemli girişimler gerçekleştirmiştir.

    • Kazakistan, TDT başta olmak üzere Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY), Türk Akademisi (TWESCO), Türk Devletleri Parlamenterler Asamblesi (TÜRKPA) ve Türk Kültür ve Miras Vakfı gibi ortak kuruluşların kuruluşlarına öncülük etmiştir.
    • Türkiye ile Kazakistan arasındaki ilişkiler, “genişletilmiş stratejik ortaklık” seviyesine yükseltilmiştir.
    • Kazakistan, Rusya, Çin, İtalya ve Güney Kore’den sonra en çok dış ticaret yaptığı 5. ülke konumundadır.
    • Son yıllarda Kazakistan’da ABD ve İsviçre’den sonra yatırımlarını en fazla artıran 3. ülke olarak Türkiye öne çıkmaktadır.

    Resmi verilere göre, ülkede 3 binden fazla Türk sermayeli şirket faaliyet göstermektedir. Ayrıca, iki ülke başkentleri arasında doğrudan uçuşların başlamasıyla birlikte Türkiye ile Kazakistan arasında mevcut durumda 80’den fazla tarifeli uçak seferi düzenlenmektedir.