Otoimmün hastalıklar hayat kalitesini etkiliyor!

Otoimmün hastalıklar, bağışıklık sisteminin sağlıklı hücrelere saldırmasıyla ortaya çıktığını belirten uzmanlar, durumun hayati tehlikeye bile neden olabileceğini söylüyor.

Otoimmün hastalıkların kesin nedeni bilinmediği için kesin bir tedavisi de olmadığını aktaran Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Tedavi yöntemi olarak immün sistemi baskılayan ilaçlar kullanılır. Bu şekilde bağışıklık sisteminin sağlıklı hücre veya organlara saldırması önlenebilir.” dedi. Atamer ayrıyeten, bu durumun enfeksiyonlara karşı direnci azaltabileceğinden ilaçların sistemli doktor kontrolünde kullanılmasının önemine vurgu yaptı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, otoimmün hastalıklarda kullanılan tedavi metotları ve bu yolların bağışıklık sistemi üzerindeki tesirleri hakkında bilgi verdi.

Otoimmün hastalıklar hayati tehlike oluşturabilirler

Sağlıklı bir bağışıklık sisteminin vazifesinin bedeni hastalıklara ve enfeksiyonlara karşı korumak olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Otoimmün hastalıklar bağışıklık sisteminin sağlıklı hücrelere, dokulara ve organlara saldırması sonucu ortaya çıkar. Otoimmün hastalıklar vücudun herhangi bir bölümünü etkileyebilirler ve hayati tehlike oluşturabilirler.” dedi.

Normal bağışıklık sisteminin sırf bedene ziyanlı olabilecek virüsler, bakteriler yahut mantar üzere patojenlere tesir ettiğini lisana getiren Atamer, “Her vücut hücresi, hücre zarında vücuda ait olarak belirlediği bir moleküler tanıda bulunur. Bağışıklık sistemi yabancı hücre ayrımı yapamadığında vücudun kendi doğal hücrelerine saldırır ve otoimmün hastalık dediğimiz durum ortaya çıkar. Tanımlanan seksenden fazla otoimmün hastalık bulunur.” biçiminde konuştu.

Otoimmün hastalıkların kesin nedeni bilinmediği için kesin tedavisi yok

Tedavi yolu olarak immün sistemi baskılayan ilaçlar kullanıldığını aktaran Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Bu şekilde bağışıklık sisteminin sağlıklı hücre veya organlara saldırması önlenebilir. Fakat bağışıklık sisteminin baskılanması enfeksiyonlara karşı direnci azalır.” dedi.

Direncin azalmasıyla fırsatçı enfeksiyonların harekete geçebileceğini tabir eden Atamer, “Bu nedenle bu tür hastalıkların tedavisine başlanmadan önce detaylı tetkikler yapılarak vücudun enfeksiyonlara karşı dirençli olup olmadığının kontrol edilmesi gerekir. Eğer yeteri kadar dirençli değilse uygun noktaya gelindikten sonra ilaç kullanımına başlanmalı. Bu ilaçlar hastalığı yok etmezler, hastalığa neden olayları baskılarlar. Bu nedenle tedavileri uzun sürer. Otoimmün hastalıkların kesin nedeni bilinmediği için kesin tedavisi yoktur.” açıklamasını yaptı.

Tedavilerin hastalığı baskıladığı için kişinin ömür kalitesini arttırarak şikayetlerini azalttığını ve hastanın kendini daha yeterli hissetmeye başlayacağını da kelamlarına ekleyen Atamer, ilaçların daima doktor denetiminde kullanılması gerektiği konusunda uyardı.

Gen tedavisi otoimmün hastalıklara ümit olabilir!

Otoimmün hastalıkların tedavilerinin bir ekip yan tesirleri olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Nadir de olsa kanser vakalarında artış, enfeksiyonlara karşı eğilim görülebiliyor. Bu nedenle kesin bir tedavi de olmadığı için alternatif tıp kullanabiliyor.” dedi.

Gelecekte gen tedavisi prosedürlerinde gelişmeler beklendiğine işaret eden Atamer, “Yeni bir tedavi yöntemi olarak gen tedavisinden bahsedebiliriz. İlerleyen yıllarda otoimmün hastalıklara neden olan etken tam olarak bulunursa hastalıkların kesin tedavi yöntemi de bulunabilir.” diyerek kelamlarını tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı