Nöbetçi Eczaneler
Okurlarını her vakit tanıdık ancak birebir vakitte yabancı gelen dünyalara davet eden Ishiguro, yapıtlarında karakterleri kaçınılmaz bir bilinmezlikle yüzleştirirken, artık de yapay zekâ ve edebiyatın nasıl bir geleceğe sahip olacağını sorguluyor.
“Şu sıralar, bir tren kompartımanında geçen yeni bir roman üzerinde çalışan müellif, kendi anlatımıyla, bu kere biraz daha hafif bir ton yakalamaya çalışıyor. Fakat, Ishiguro’nun yaratıcılık anlayışını bilenler için bu tren seyahatinin ne kadar mana yüklü ve klostrofobik olacağını iddia etmek sıkıntı değil.”
YAZARLARIN DUYGUSAL TEPKİLERİ
Ishiguro, muharrirlerin güçlü duygusal yansılar yaratma hünerinin her vakit bir fazilet olarak görüldüğünü söylüyor. Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandığında, ödül münasebetinde “duygusal açıdan güçlü eserler” ortaya koyduğu vurgulanmıştı. Kendi müellifliğini da uzun yıllar bu formda tanımladı: Tarihi olayları açıklamak yerine, okura insan tecrübesinin duygusal boyutunu sunuyordu.
Ancak, son yıllarda bu yaklaşımın daha karanlık bir istikameti olabileceğini fark etti. Politik hareketlerin, insanların içgüdülerine hitap ederek onları manipüle etmesi, delillerden çok hislere dayalı bir gerçeklik algısının yükselmesi, edebiyatın bu yeni çağdaki rolünü sorgulamasına neden oldu.
YAPAY ZEKA VE EDEBİYAT
Ishiguro, yapay zekâ ve edebiyat alakasının giderek daha karmaşık hale geleceğini düşünüyor. Ona nazaran, yapay zekâ sadece bilgi işlemeye yönelik bir araç olmaktan çok daha öteye geçecek.
Şöyle anlatıyor usta müellif;
Yapay zekâ, hisleri manipüle etme konusunda çok yeterli hale gelecek. Şu an yalnızca bilgi işlediğini düşünüyoruz. Ancak çok yakında, insanlarda belli hisleri nasıl yaratacağını da öğrenecek öfke, hüzün, kahkaha… Hepsini. Bu durumun sanat ve edebiyat üzerindeki tesirleri konusunda da önemli kaygıları var. İngiltere hükümetine yaptığı davette, muharrirlerin ve sanatkarların yapıtlarını teknoloji şirketlerinin suistimaline karşı müdafaaları gerektiğini savundu. Günümüzü, edebiyat ve sanat için bir dönüm noktası olarak görüyor: Bu, yol ayrımında olduğumuz bir an.”