Etrafınızda, sese karşı çok hassasiyet hastalığı sahibi olup da bunun farkında olmayanlar olabilir.
“Onu sallama, şunu yavaş çiğne, klavyeye hızlı basma, TV’nin sesini kıs.” diyerek bütün gün hayatınızı kabusa çevirebilirler.
Peki ya onların çektikleri… Kimsenin duymadığı seslere odaklanarak kendilerini yiyip bitirmeleri… bunu düşünmek bile istemezsiniz…
O vakit gelin bakalım, Mizofoni neymiş?
MİZOFONİ TERAPİ İLE İYİLEŞİYOR
Bu üzere seslerin bireyleri öfkelendirdiğine de dikkat çeken uzmanlar, “Bir küme insanın kanını beynine sıçratan bu duruma ‘mizofoni’ diyoruz. Toplumsal ilgilerde zorlanan mizofonikler, ‘Kabul ve Sadakat Terapisi’ ile yaşanan rahatsızlığa karşı tolerans geliştirebilir.” diyor.
HAYATINIZI NASIL ETKİLİYOR?
Mizofoni; Yunanca nefret anlamına gelen “misos” ve ses anlamına gelen “fone” sözcüklerinden oluşuyor.
Mizofonisi olan şahıslar insanların doğal yollarla çıkardığı seslerden çok rahatsızlık duydukları ve bunlara eşlik eden ağır hisler sebebiyle seslere tahammül edemez ve takıntılı bir halde onlarla gayret etmeye ya da yok etmeye girişiyorlar.
Başarısız olduklarında ise kaçınmaya uzaklaşmaya başlıyorlar.
KATLANAMADIKLARI SESLER
GÜNDELİK HAYATTAN KOPARABİLİR
Yoğun bir öfke, telaş, iğrenme, üzere hislerin yaşanması şahısta kaçınma davranışların artmasına ve gündelik hayattaki fonksiyonelliğini kaybetmesine sebebiyet verebilir.
TEDAVİSİ
Psikolojik açıdan farklı bir teşhis olarak ele alınmasa da Obsesif Kompulsif Bozukluk yelpazesinde ele alınıyor. Kabul ve Sadakat Terapisi (Acceptance and Commitment Therapy) sayesinde yaşanan rahatsızlığa karşı tolerans geliştirilerek, rahatsızlıktan kaçmak yerine temas etme hüneri kazandırılıp, ruhsal esneklik sağlanarak fonksiyonelliği bozan alanların terapide çalışılması yararlı oluyor.